Günün Sözü

Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir.
sevgi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sevgi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Nisan 2015 Salı

MUTLU BİR YAŞAM İÇİN ÖNERİLER

1. Affedin.
2. İlaçla yaşamaktan kaçının.
3. Randevularınızı önceden ayarlayın.
4. Hafızanıza güvenmeyin; mutlaka yazın.
5. Aracınızı, bozulmadan servise götürüp bakım yaptırın.
6. Her kilidin yedek anahtarını yaptırın ve belli yerlerde bulundurun.
7. Daha sık ‘hayır’ deyin.
8. Yapacaklarınızı öncelik sırasına sokun.
9. Zamanınızı israf etmeyin.
10. Öğle ve akşam yemeklerini basitleştirin.
11. Kötümser insanlardan uzak durun.
12. Önemli evrakın birden fazla fotokopisini çektirin.
13. Evde çalışmayan ne varsa tamir ettirin.
14. Yapmaktan hoşlanmadığınız işler için yardım isteyin.
15. İhtiyaçlarınızı önceden belirleyin.
16. Bir defada yapılması zor büyük işleri, küçük parçalara ayırın.
17. Etrafı toplayın, dağınıklıktan kurtulun.
18. Gülümseyin.
19. Bebekleri gıdıklayın.
20. Dost bir kediyi veya köpeği okşayın.
21. Kendinizi, bütün soruların cevabını bilmekle yükümlü hissetmeyin. Bazı şeyleri de bilmeyin.
22. Karşılaştığınız insanlara, onların hoşuna gidecek bir şey söyleyin.
23. Yağmur yağmasını isteyin; yağınca yağmurda yürüyün.
24. Arada bir çarşı hamamına gidin.
25. Kendi kendinize, nerede eski günler, her şey daha güzeldi demekten vazgeçin.
26. Verdiğiniz kararın ne anlama geldiğini iyi düşünün.
27. Kendinize güvenin.
28. Nüktedan olun.
29. Sizi mutlu edecek bir şey yapmayı yarına bırakmayın.
30. Hiç tanımadığınız insanlara yürekten bir merhaba deyin.
31. Eski bir arkadaşlarınızla karşılaşınca ona sıkıca bir sarılın.
32. Hava açıksa, gece yıldızları seyredin.
33. Bir şarkıyı ıslıkla çalmayı öğrenin.
34. Arada bir şiir okuyun.
35. Kendinize bir demet çiçek alın. Bir çiçek koklayın.
36. Yardım istemekten çekinmeyin; alamazsanız üzülmeyin.
37. Görünüşünüze özen gösterin.
38. Her şeyi kararında yapın; ifrata kaçmayın.
39. Nerede gerekiyorsa, orada mutlaka gerekli emniyet tedbirini alın.
40. Daima daha iyisini yapmaya çalışın, ama mükemmeliyetçi olmayın.
41. Resim ve heykel sergilerini gezin.
42. Ayakkabınızı boyatın.
43. Berbere gidin.
44. Kendi kendinize bir şarkı mırıldanın.
45. İyi bir müzik dinleyicisi olun.
46. Kendi kendinize yetmeyi öğrenin.
47. Her gün biraz idman yapın; her fırsatta yürüyün.
48. Dünyanın en yetenekli insanı olmadığınızı kabul edin gerekiyorsa elimden ancak bu kadar geliyor deyin.
49. Yeni moda birkaç şarkıların sözlerini ezberleyin.
50. İşe erken gidin.
51. İşe her gün aynı yoldan gitmeyin.
52. Amirinizden izin alıp bazen işten erken çıkın.
53. Kırlarda dolaşın.
54. Maça gidip bağırın.
55. Başkaları dilemeden, siz onlara iyi günler dileyin.
56. Teşekkür edin.
57. Arabanıza güzel koku yayan bir alet koyun.
58. Evde kendi kendinize yemek pişirin, güzel bir sofra kurun,sonra da afiyetle yiyin.
59. Başkalarını adam etmekten vazgeçin.
60. Severken karşılık beklemeyin.
61. Sinemada film seyrederken patlamış mısır atıştırın.
62. Bir ağaç, olmazsa bir çiçek dikin.
63. Şişmanlamayın.
64. Hatıra defteri tutun.
65. Bir hela temizleyin.
66. Káğıttan bir uçak yapıp uçurun.
67. Bir derneğe veya kulübe girin, arkadaş edinin, toplantılara katılın..
68. Mutlaka yeterince uyuyun.
69. Az konuşun, çok dinleyin.
70. İş arkadaşlarınıza ve dostlarınıza iltifatı esirgemeyin.
71. Bir güne yapılacak çok şey tıkıştırmayın.
72. Acelesiz yaşayın; daha önünüzde yaşanacak çok güzel günler var.
73. Stresli davranmak, doğuştan gelen değil, sonradan kazanılan kötü bir huydur; bunu unutmayın.
74. Son söz: Öfkeyi, kendinize zevk edinmeyin.

6 Şubat 2015 Cuma

Gönül dili bilmektir insanı değerli kılan

Eskiden siyahtı poşetler.
Görmezdi kimse içinde ne olduğunu
Şimdi şeffaf poşetler.
Eskiden aile salonları vardı lokantaların
Herkesten ayrı, ailenle karnını doyurabileceğin mekanlar vardı.
Şimdi AVM’lerde yan yana, iç içeyiz.
Eskiden “Yemekte karşıdakinin yemeğine bakılmaz, ayıp” derdi büyüklerimiz.
Yediğimizi, içtiğimizi bir biz bilirdik.
Şimdi ne yiyorsak fotoğrafını çekiyoruz. Herkes görüyor. Yiyemeyenler de…
Eskiden bebek olacağı etrafa duyurulmazdı. Hatta ilk 3 ay sadece karı-koca bilirdi.
Mahremiyet yönünden hassasiyet duyulurdu.
Şimdi ultrason resimleri elden ele dolaşıyor.
Eskiden evlat sahibi olmanın da Rabbimizin bir ikramı olduğunun bilincinde olurdu.
Anne oldum baba oldum denmezdi. Allah bize bir evlat verdi denilirdi.
Şimdi Facebook’ta “bebişim uyudu, bebişim sütünü içti, oğluşum okula başladı, canım kızım takdir aldı” neyi var neyi yok sınır tanımadan evlat sahibi olamayanların gözüne gözüne sokuyoruz.
Eskiden bebeklere nazar değmesin diye 40’ı çıkmadan konu komşuya gösterilmezdi.
Nazar dualarımızı eksik etmezdik. Herkese göstermekten korkardık.
Şimdi her anını Facebook’ta İnstagram’da yayınlamasak eksiğiz.
Yani eskiden en özel, en mutlu anlarımızı sadece en özel insanlarla paylaşırdık.
Şimdiyse arkadaş listemizin tamamı o özel anımıza tanıklık etmezse mutsuzuz…
Enes Kenan Aklan

6 Ekim 2014 Pazartesi

Sen Kimsin..? Biliyor musun?

Sen Alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin Ümmetisin.Dünya nizamını ve ahiret hayatını sağlayan ve öğreten bir Kitaba sahipsin… Sen Servetinin tamamını İslam uğrunda orduya bağışlayan, Hz.Ebubekir’in, Devlet başkanı olduğu halde gururunu kırmak için su testisi ile halkına su dağıtan Hz.Ömer’in, ticaret kervanının hepsini yoksul halka dağıtan Hz.Osman’ın, sadece Allah rızası için cebinde ki dört dirhemi de fakirlere dağıtan Hz.Ali’nin,Yolundasın… Sen Peygamberin gezdiği yollardan başka yerlere de gezmeyi nefsine yasaklayan,dişinin kırıldığı haberi duyulunca bütün dişlerini teker teker kıran,O olmayınca hayatı ben neyleyim diyen, iki cihanın Güneşi Hz.Peygambere (s.a.v) son derece bağlı olan sahabelerin yolundasın… Sen.. Gözü önünde ateş yakılan, sonra o ateş üzerine yatırılıp,göğsüne çıkılıp”İmanından dönmedikçe seni bırakmayız”diyerek işkence eden müşriklere “ALLAH BİRDİR, RESUL HAKTIR” diye cevap veren Hz.Habbab’ın yolundasın..Sen Tarihe şanlar,şerefler kazandıran,Kur’an’ımızı,ay yıldızlı bayrağımızı muhafaza edip,daima yükseklerde tutan şerefli bir orduya sahipsin.. Sen Allah yolunda cihada çıkan ve karşısında atlas okyanusu çıkınca devesini dizleri üzerine denize sürerek,kılıcını çekip”ŞAHİT OL YA RAB eğer karşıma şu uçsuz bucaksız derya çıkmasaydı elbette senin şanını daha ileriye götürürdüm”diye feryad eden ve gözyaşı döken Ukba Bin Nafi gibi mücahitlerin yolundasın… Sen.. Kırk sene yatsı namazının abdesti ile sabah namazını kılan İmam-ı Azam’ların,Malazgirt de Anadolu kapılarını açan Alpaslan’ların misafir kaldığı evde sabahlara kadar ayakta duran ve “Kur’an-ı Kerim’in olduğu yerde ayaklarınızı uzatmaktan haya ederiz”diyen Osman Gazilerin torunusun… Sen Resulullah’ın müjdesine nail olup,İstanbul’u Müslüman Türklere teslim eden Fatihlerin,dünyayı Müslümanlardan başkasına çok gören Yavuzların,karaların Hakan’ı,denizlerin sultanı Kanunilerin Neslisin Sen Ey Kardeşim..!

Heves, kısa sürer. Sevgi ömür boyu gider

Heves rezalet. Sevgi fazilet.
Heves uyutmaz. Sevgi unutmaz.
Heves akıl ve mantık alt üst eder. Sevgi akılla hedefe gider.
Heveste tuzaklar var. Sevgi de her şey aşikâr.
Heves gafilce işlere girişir. Sevgi yüksek menzillere erişir.

Heves sık sevgili değiştirir. Sevgi ayırmaz birleştirir.
Heves iffeti giderir. Sevgi iffet içinde erir.
Heves uyuşturur gizli buluşturur. Sevgi şehveti yatıştırır.
Heves güveni kaldırır. Sevgi itimat kazandırır.
Heves çiçek koklar başka arar. 
Sevgi çiçeği büyütür gonca yapar.
Heves geçer yalan olur seni sokar yılan olur. Sevgi gerçek olur seni arar bulur.
Heves, kısa sürer. Sevgi ömür boyu gider

4 Ekim 2014 Cumartesi

Gelin ve kaynananın ibretlik hikayesi

Uzun yıllar önce Çinde Li-Li adlı bir kız evlenir ve aynı evde kocası ve kaynanası ile birlikte yaşamaya başlar. Lakin kısa bir süre sonra kayınvalidesi ile geçinmenin çok zor olduğunu anlar.İkisininde kişiliği tamamen farklıdır buda onların sık sık kavga edip tartışmalarına yol açar. Bu Çin geleneklerine göre hoş bir davranış değildir ve çevrenin oldukça tepkisini alır.
Birkaç ay sonra bitmez tükenmez gelin kaynana kavgalarından ev onun ve kayınvalidesi ile arada kalan esi i...cinde cehennem haline gelmistir.
Artık birşeyler yapmak gerektiğine inanan genç kadın doğru babasının eski bir arkadaşı olan baharatcıya koşar ve derdini anlatır. Yaşlı adam ona bitkilerden yaptığı bir ilaç hazırlar ve bunu 3 ay boyunca hergün azar azar kaynanası için yaptığı yemeklerin içine koymasını söyler. Zehir az az verilecek , böylece onu gelininin öldürdüğü belli olmayacaktır. Yaşlı adam genç kadına kimsenin ve eşinin şüphelenmemesi için kaynanasına çok iyi davranmasını ona en güzel yemekleri yapmasını söyler.

Sevinç içinde eve donen Li-Li yaşlı adamın dediklerini aynen uygular . Hergün en güzel yemekleri yaparak kaynanasının tabağına azar azar zehiri damlatıyordu. Kimseler şüphelenmesin diyede ona çok iyi davranıyordu. Bir süre sonra kayınvalideside çok değişmişti ve ona kendi kızı gibi davranıyordu. Evde artık barış rüzgarları esiyordu.
Genç kadın kendisini ağır bir yük altında hissetti yaptiklarından pişman bir vaziyette baharatcı dükkanının yolunu tuttu ve yaşlı adama şu ana kadar kaynanasına verdiği zehirleri onun kanından temizleyecek bir iksir için yalvardı, Yaşlı kadının ölmesini artık istemiyordu. Yaşlı adam yaşlı gözlerle karşısında konuşup duran Li-Li ye baktı ve kahkahalarla gülmeye başladı.
Sevgili Li-Li dedi ;
Sana verdiklerim sadece vitaminlerdi. Olsa olsa kayınvalideni sadece daha da güçlendirdin hepsi bundan ibaret. Gercek zehir ise senin beyninde olandı. Sen ona iyi davrandıkca oda dağıldı ve yerini sevgiye bıraktı böylece siz gerçek bir ana kız oldunuz dedi.

Eski bir Çin atasozu şöyle der ;
Gül veren elde gül kokusu kalır.

Sevilen insan sevgisini insanlara veren insandır.

Gercek sevgi


2 Ekim 2014 Perşembe

Seni sevmeyene fazla sabır gösterme. .

Seni sevmeyene fazla sabır gösterme. .
Sabrının adı yüzsüzlük,
Fedâkarlığın eziklik, sevgin de kişiliksiz olur…

3 Eylül 2014 Çarşamba

Sevgi ispat ister.. Gercekten seviyormusunuz? Mutlaka okuyun

Sevgi ispat ister.. İnsanlar bile sevildiğini duymaktan çok hissetmek istiyor. Yani ''ben lafa değil , icraata bakarım'' sözü misali.. Sadece seviyorum demek yetmez , sevdiğin için uykularından vazgeçiyor musun? O en çok sevdiğin ama bir türlü bırakamadığın şeyleri sevdiğin istedi diye terk edebiliyor musun?..
Tabi ki fani şeylerden bahsetmiyorum. Allah'ı cc. sevdiğimizi iddia ediyoruz ama O'nu ne kadar tanıyoruz? Bir müzik grubunu , en yakın arkadaşımızı , sarı Leylayı ,yakışıklı Ahmet'i tarif edebildiğimiz kadar bizi yaratan hatta bütün bu övdüğümüz şeyleri de yaratanı tarif edebiliyor muyuz?.. Cevaplar çok can yakar. İnsanoğlu ilk önce kendini daha sonra da dünya ya neden geldiğini unuttu. Şeytan ve nefsimiz bizleri ayakta uyuttu. Gelin sizinle Efendimizin (sav) ''' Bir saat tefekkür bin senelik nafile ibadetten daha hayırlıdır'' sözünün senediyle bir tefekkür yolculuğuna çıkalım;
Sevdiğimiz bir insan bize bir hediye alsa ne kadar seviniriz öyle değil mi. Bir de bu sizin çok hoşlandığınız her zaman arayıp da bulamadığınız bir hediyeyse Allaaah.. Nasıl teşekkür edeceğimizi şaşırırız. Peki şimdi soruyorum size bu yazıyı okumanızı sağlayan , 576 megapiksel gözünüzü size kim hediye etti?Hiç bir fotoğraf makinesinde yok bu çözünürlük. Bir de o kadar büyük merhamet sahibi ki her saniye göz kırpışınızla gözünüzü temizliyor , uyurken açık bırakmıyor.
Düşünsenize uyurken gözlerimiz açık olsaydı içine türlü şeyler girebilir ya da bilmeden parmağımızı değdirip zarar verebilirdik.. Allah Allah kim bu merhamet sahibi acaba.. Peki ya oksijen bakkalda satılsaydı. Düşünsenize sürekli gidip satın almak zorunda kalacaktık. Şu sözü duymak kaçınılmaz olurdu ; Oğlum koooş babanın oksijeni bitti :) ne kadar da saçma geliyor şu anda. Ama durum bu şekilde de olabilirdi. Ya vücudumuzun organlarını kendimiz yönetiyor olsaydık. Kalbi pompalarken aynı zamanda akciğeri çalıştırmak zorundaydık. Beyin düşünürken , duyma , koklama , görme , hissetme duyularını harekete geçirmemiz gerekecekti. Aman Allah'ım.. Yürürken telefonla konuşmak imkansız olurdu. Ağladığımız zaman 70'den fazla kas sisteminin çalıştığını biliyor muydunuz? SubhanAllah.. 
Kainatta yaratılan her canlının her varlığın bir görevi ve amacı var. Ağaç karbondioksidi alıp , oksijen veriyor. Güneş her gün doğup her gün batıyor. Bir milim şaşsa Dünya donar bir milim şaşsa Dünya yanar.. Banane ben bugün doğmayacağım canım istemiyor demiyor. Hayvanlar hizmetimize verilmiş. İnek yeşil ot yiyip nasıl beyaz süt veriyor? Kuşlar belirli bir koreografiyle kış gelince sıcak olan yerlere bir navigasyon cihazı olmadan nasıl tam vaktin de ve yolu şaşırmadan varabiliyor?
Bir penguen belgeselinde seyretmiştim. Babalar yavrularını keselerinin içinde bütün kış boyunca saklarken, anneler yaşamlarını sürdürebilmek yiyecek depolamak için okyanusa açılıyorlar. Daha sonra anneler geliyor babalardan yavruları devralıyorlar bu sefer babalar yiyecek için okyanusa açılıyor. Paytak paytak yürüyen bu sevimli hayvanların hayatta kalması için bu sistemi koyan bir MERHAMET SAHİBİ olmalı.. Bir kuş türü vardı adı aklım da yok. Dişiye kendini beğendirmek için ilk önce tüylerini kabartıyor daha sonra ise dans ediyor.. Dişi beğenirse beraber dans ediyorlar ve eş oluyorlar.. Bir de kuş beyinli deriz aklını beğenmediklerimize. Allah aşkına bu kuşların beyinleri mi eksik yoksa bizim burada ki sanatı göremeyen gözlerimiz mi kör?.. Bilemedim..
Peki şimdi sizlere soruyorum saymakla bitiremeyeceğim bunca varlığın bir görevi var ise yaratılmışların en üstünü olan insanoğlunun görevi nedir? Yiyip ,içip, uyumak mı? Hayır hayır.. Bunca nimeti bize bahşedene Üstad Said Nursi Hz. dediği gibi 3 borcumuz var; *Fikir *Zikir *Şükür..
Hayvanlar , bitkiler, dağlar ,taşlar kendi hal dilleriyle Allah'ı tespih ediyorlar.Görevlerini yerine getirerek O'nu sevdiklerini söylüyorlar. Eğer sevgimiz de samimiysek bunu kanıtlamamız icap ediyor. Her şeye Allah'ın sanatlı bir eseri olarak bakarsak görevimizin birinci kısmı olan fikri yani tefekkürü gerçekleştirmiş olacağız.. Seven sevdiğini her yerde görür. Her an zikreder.Kuru kuruya seviyorum demek yetmez azizim; Namaz gerek, Dua gerek , Tövbe gerek..
Bizlere kendini tanıttırmak ve sevdirmek isteyen bir ZAT var.. Bizimde görevimiz O'nu hakkıyla tanımaya çalışmak ve sevgimizi göstermektir.. Bu pencere de Allah'ın;
RAHMAN: Dünyada bütün mahlukatı rızıklandıran
RAKİB: Bütün varlıklar üzerinde gözcü
MÜHEYMİN: Bütün varlıkları ilim ve kontrolü altında tutan
BARİ:Eşyayı ve her şeyin aza, cihazatını birbirine uygun yaratan 
MUSAVVİR: Her varlığa münasip şekil giydiren
REZZAK: Bütün rızka muhtaç olanları rızıklandıran
isimlerinin tecellilerinin sadece çok az bir kısmını gördük. Cenab-ı Allah tam anlamıyla O'nu tanıyıp sevmeyi bizlere nasip etsin..

6 Ağustos 2014 Çarşamba

Ey gönül

Ey Gönül..!
Dikkat Et Ahir Zaman Bu..!
Nefsine Uyupta Surete Aldanma..!
Iblisin Bile MasaAllah Dedigi Kullar Var.!
Sececeksen Vefa Nedir? Takva Nedir Bileni Sev..!
Icinde Cennet Saklayan Virane Kullar Var..! (Hz.Mevlana)

1 Ağustos 2014 Cuma

MUTLULUK DUASI

Sevdiğim kim varsa, kendim de dâhil, sevebileceğim herkes de dâhil…
SAĞLIĞI İYİ OLSUN Kalbi ritmini çalsın...
Yanakları kiraz pembesi, dudakları bal olsun. 
Teni sıcak kalsın, enerjisi dışına taşsın…
SEVDİKLERİYLE BİRARADA OLSUN...
Bu birileri az ama öz olsun..
Sevgisinin tamamını harcasın. Harcasın ki, bu ona büyük bir miras kalsın..
SEVMEKTEN BIKIP USANMAYACAĞI BİRİ OLSUN...
Onun yeri ayrı olsun..
Âşık olsun, sırılsıklam olsun..
Kurumasın…
YAPMAKTAN BIKIP USANMAYACAĞI BİR İŞİ OLSUN..
İbadet eder gibi, bu keşfini her gün yeniden kutlar gibi Onu yapıp dursun…
NEŞESİ BOL OLSUN...
Kendini mutlu etsin..
Durduk yere neşelenmek nedir bilsin..
DEĞİŞTİRMEK İSTEDİKLERİ DEĞİŞSİN..
İçte ve dışta, iyi günde ve kötü günde hep tadilat yapsın..
Kendinden taşınmak isterse İçindeki güç, dışındaki sevgi ona yardımcı olsun… BİR HAYALİ GERÇEK OLSUN..
Bir hayale gözünü yumsun..
Peşinden koşup onu sobelesin..
BU DUAYI OKUSUN.
KENDİ SESİYLE DUYSUN.
DUASI GERÇEK OLSUN….
Aminnnn 

23 Temmuz 2014 Çarşamba

Aşk kelimesi, Arapça “âşekâ”dan gelir

Aşk kelimesi, Arapça “âşekâ”dan gelir. Aşekâ, bir ağacı saran,besinini ağaçtan alan ve zaman içinde ağacı kurutarak öldüren sarmaşığa denir.

20 Temmuz 2014 Pazar

Kedi Mutluluğu


Kedilerin arasında olmak çok iyidir. Kendini kötü hissediyorsan kedilere bakar ve kendini çok daha iyi hissedersin, çünkü onlar her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu bilirler; öyle fazla heyecanlanmak ya da üzülmek için bir neden yok. Onlar bunu bilirler. Kurtarıcıdır kediler. Ne kadar çok kedin varsa o kadar uzun yaşarsın. Yüz kedin varsa on kedin olduğunda yaşayacağının on katı daha uzun yaşarsın. Bu gerçek bir gün keşfedilecek ve herkesin binlerce kedisi olacak ve kimse ölmeyecek. 

Charles Bukowski.

6 Temmuz 2014 Pazar

Inan ki..


Elinİ sıcak sudan soğuk suya değmeyecek gibi Beyaz yalanlar sıralayamam.
..ama Bana EŞ olursan Teşekkür edeceksin her daim , İnan !
KIYAM'a duruşta ,
RUKU'ya gidişte , 
SECDE'ye varışta...
İyi ki diyeceksin Seninleyim.
Yıllardır Cemaat olmanın peşindeymişim.
Mutluluğu aradığım arkadaş sohbetlerinin Mislini buldum RABB huzurunda.
Para / Pul da neymiş ?
İki Seccade ~ Tek Kıble ,
Buram buram GÜL /as kokusu fazlasıyla Kafi bize.
Sana öyllesine yaşatacağım ki AŞK'ı bi izn/İLLAH
Benden daha fazla yanacaksın.
Hatta kaçamak buluşmaların olacak ,
Kalkacağım , bakacağım yoksun yanımda ,
Gitmişsin yine Adı Teheccüt olan Leyl CENNET'ine..
Ve ben HamdedeceğimSeniHELAL kılan Vedüd'e.Sen şimdi saçlarım özgür kalacak diyorsun ya ;
İşte takılı kalıyorum tam o noktada.
Ben senin gözlerine bakmaya kıyamazken,
Kirli beyinlere hayal olmanı nasıl kabul ederim ?
Sadece bana özel olsan ,
Sadece ALLAHım emrin diye Örtündüm desen..
Zor gelmesine bakmasan NEFS'inin ,
Azab AYET'leri uzaklaşsa senden ,
Hani diyorum ki Dikkatlice oturup ÖLÜM'ü düşünsen..
Şeytan'a TEVBE Tokadını atsan !
Ve sonra Uyandım desen ,
.. Ama Seninle fazla ilgilenemem Kaza Salah'larım var desen ;
Koşa koşa gelir soyadım adının ardına İNAN

28 Haziran 2014 Cumartesi

Oruçluyken

Oruçluyken; Yemek Su Gıybet Dedikodu Hakaret Kalp kırmak Orucun fazileti

21 Haziran 2014 Cumartesi

Sevginin dilini biliyor musunuz?

Evlilikte sevginin olması kadar onun, eşler arası iletişimde karşılıklı olarak ifade edilmesi ve her iki tarafın da bunu algılaması da önemlidir. Çünkü bütün duygular gibi sevginin de ifade edilişi ve algılanması kişilerin karakterine, kişiliğine, alışkanlıklarına, yetiştirilme tarzına, vs. bağlıdır. Yani sevginin de kişiden kişiye değişen dilleri, renkleri vardır.
 
Sevgi insanda doğuştan vardır ama sevgi dilleri sonradan öğrenilir ve kültürlere göre değişir. Kişideki sevgi ve dillerinin tohumları küçük yaşlarda atıldığı için çocuğa sevmenin öğretilmesi gerekir.
 
MUTLU EVLİLİĞİN 3 SIRRI
 
Evlilikte sevginin doğrudan ifade tarzı “seni seviyorum” demektir; ama bunun dışında başka ifade dilleri vardır. ABD’de evlilik kurumuna yönelik Nebraska Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmada mutlu evliliklerin üç özelliği tespit edilmiş.
 
Bunlardan biri beraber zaman geçirmek, diğeri taktir yani onay sözcüklerinin fazla kullanılması, üçüncüsü ise hizmet davranışı.
 
Hizmet davranışına kadının erkeğin yemeğini hazırlaması ya da kadın hasta olduğunda erkeğin onunla ilgilenmesini örnek verebiliriz.
 
Araştırmada çıkan üç özellik de bir şekilde sevgiyi ifade etme dilidir. Bu ifade tarzları çoğaltılabilir ve kişiden kişiye farklılık gösterir. Örneğin bazı insanlar için hediye vermek ya da almak, bazıları için fiziksel temasta bulunmak ya da karşı tarafla vakit geçirmek, sohbet etmek bir sevgi dilidir. Bir insanın sevgi dillerinin sayısı çok fazla olabilir ama kişi sadece bir kaçını ağırlıklı olarak kullanmaya meyillidir.
 
Bir insanın gösterilen sevgiyi algılayıp algılamadığını da sevgi dili belirler. Mesela sevgi dili hediye almak olan bir kadın, eşine sevgisini ifade etmek için ona hediye alır. Erkek ise eşini sevdiği halde ona hediye almazsa, kadın sevilmediğini zanneder. Aynı kadın eşinin aslında sevgi ifadesi olan onay sözcüklerini ise iltifat olarak değerlendirebilir. Annesi babası tarafından dokunularak sevilen bir çocuk ise evlendiğinde fiziksel temasla sevilmeyi ister. Bu onun sevgi dilidir.
 
ÇİFTLER SEVGİ DİLLERİNİ BİLMELİ
 
Sevginin evlilik için yadsınamaz önemi düşünüldüğünde çiftlerin birbirinin sevgi dilini bilmesi çok önemlidir. Mesela birçok çift fedakarlığı bir sevgi göstergesi olarak yorumlamaz. Shakespeare’in Hamlet’inde geçen bir diyalogda karakterlerden birinin sorduğu ‘Kocam beni seviyor mu?’ sorusuna cevap, ‘Senin için yaptığı fedakârlıklara bak.’ şeklinde.
 
Çoğu kadın ya da erkeğin doğal bir davranış olarak gördüğü fedakârlık yapmak da bir sevgi dilidir. Mesela erkekler kadınlara hediye aldıklarında kendisinin de işine yarayacak bir hediye alma(ma)ya özen göstermeli. Çünkü evde başkasının da kullanabileceği bir hediye almak bencilliktir. Böyle bir hediye sevgiyi tam olarak ifade etmez.
 
Erkek sadece eşinin kullanacağı bir hediye alarak hem kendinden hem de hediyenin fonksiyonelliğinden fedakarlık yaparak sevgisini gösterebilmelidir. Kadın çok istediği ama eşi pahalı bulduğu için alamadığı bir eşyadan vazgeçerek fedakarlık yapabilir. Bu bile eşi erkeği mutlu edecek bir fedakarlık ve sevgi göstergesidir.
Prof.Dr. Nevzat Tarhan

18 Haziran 2014 Çarşamba

O'nu arayan O'nu bulur

O'nu bilen
O'nu arar
O'nu arayan
O'nu bulur
O'nu bulan kurtulur...
Ey Düğümleri Çözme Aşkına Can Verenler..!
Kavuşmak İçin Doğup, Ayrılıktan Ölenler..!
Ey Deniz Kenarında Susuz Uyuyup,
Hazinenin Yanında Yoksulluk Çekenler..!
"O'' Size Şah Damarınızdan Daha Yakındır"
Müjdesi Size Gelmedi mi..?
Şems-i Tebrizi

16 Haziran 2014 Pazartesi

Bu Aşkın DNA'sı Bozuk

'Ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm , ben senin için yaşamayı göze almışım..' Bu sözü çok duymuşsunuzdur ki beni her zaman güldürür.. Adam ölmek yemiyor demiyor da.. Basit aşk cümleleri hepsi. Var mı şöyle ; ' Ebedi saadet yurdun da da refika-ı hayatım olmanı istiyorum..' diyen biri siz ona bakın.
Aşk'ı hafife indirgediler azizim.. Kirlendi. Halbuki aşk ; Hz. Hatice annemizin Peygamberimizi elinde tasıyla inzivaya çekildiği mağaranın aşağısında beklemesi kadar saf ve temizdi.. Sevdiğinin gözlerine bakamayacak kadar masum , ellerine dokunamayacak kadar iffetli.. Kızlar ne yapsın Yusuflar olmayınca.. Erkekler ne yapsın kızlar bir Hz. Fatıma bir Hz. Meryem olamayınca.. Şimdi suç kimin? Burada erkekleri ya da bayanları yargılayacağımı düşünmeyin.Aksine.. Nasıl geldik bu hale onu düşünüyorum. Nasıl yıkadılar beyinlerimizi. Bize ne olarak anlattılar aşkı, bir gönül eğlencesi mi? Hiç kimse Hz. Yusuf için ağlamaktan gözleri kör olan daha sonra gerçek aşkı 'MEVLASINI' bulan Züleyhayı anlatmadı bize..
Sevmeler Allah için olmayınca kalp eror veriyor tabir-i caizse. Çünkü Allah için olmayınca içine ; şehvet karışıyor, kıskançlık , hayasızlık sızıyor.Aşkın DNA 'sı bozuluyor bu sefer. Diyoruz ki neden böyle oldu. Halbuki çok seviyorduk birbirimizi.. Evet seviyorsundur ama kabir kapısına kadar. İşte bütün mesele bu. Sevdiğini ömürlük değil , öteki ve baki olan hayatta da seveceksin. Bu da yalnızca Allah için sevmekle mümkün oluyor. 
Birini severiz telli duvaklı hayaller kurarız. Ne yapalım mayamızda var.Ama evlenmek için evlenilmez kardeşim. Özellikle genç kız kardeşlerim.. Kaşına , gözüne , sözüne vuruldum dersin sonra bir bakmışsın koca bir FİYASKO.. Yıllar geçtikçe o kaş göz çirkinleşecek , sözler eskisi gibi tutkulu olmayacak. Eee ne kaldı? Hani bu adamın imanı? Vücut yaşlanabilir ama ruh yaşlanmaz. Ruhu imansız olan adam da senin işine yaramaz. Neyleyim ben ; 'Seninle dünyanın bütün mescitlerinde namaz kılmak istiyorum' demeyen eşi.. Çünkü fani zevkler bir yere kadar sürüyor. Bir süre sonra ülfet oluyor. Beraber izlediğiniz filmler , dinlediğiniz şarkılar , gezdiğiniz yerler daha sonra eskisi gibi lezzet vermeyecek. Allah'ın anılmadığı , Kuran'ın hüküm sürmediği bir evliliği ne yapayım ben.. 
Diyeceğim şu ki; Hani senden başkasına bakmayacak,ellerini tutmaya kıyamayacak birini istiyorsun ya heh işte bütün bunlar İSLAM'ı hakiki yaşayan da var. Yani senin fıtratına uygun olsun diye Cenab-ı Allah, kurallarıyla evlenmen gereken insanın nasıl olması gerektiğini bildirmiş. Çünkü seni yaradan seni senden iyi biliyor.Seni senden daha çok düşünüyor. Nar tanelerini kabuğun altına tek tek yerleştiren KUDRET seni de hangi gönüle yerleştireceğini bilir.. 
Ne diyor Allah cc. Kuran'ın da ; Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler de kötü kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara layıktır. (Nur,26)

Yani sana layık olan kim? Kişi bir eş seçmez bir hayat seçer. Seçtiğin kişi senin kaliteni , yaşam tarzını belirler. Düşünsenize kapalılığa karşı bir insan nasıl bir Mümin bayan seçer? Adamın bir kere fıtratına ters. O açıklığı , gösterişi , eğlenmeyi seviyor. Seni kıskanmıyor. Hamurunda kıskançlık olmayan erkeğin fıtratı bozulmuş demektir. Çünkü fıtraten kimse eşine bakılmasından , beğenilmesinden hoşlanmaz. İşte hakiki Mümin bir erkeğin de böyle olması gerekiyor.. Üstad da şu şekilde belirtiyor;
Kadın ve erkek ortasında gayet esaslı ve şiddetli münasebet, muhabbet ve alaka; yalnız dünyevi hayatın ihtiyacından ileri gelmiyor. Evet bir kadın, kocasına yalnız hayat-ı dünyeviyeye mahsus bir refika-i hayat değildir. Belki hayat-ı ebediyede dahi bir refika-i hayattır. Madem hayat-ı ebediyede dahi kocasına refika-i hayattır; elbette ebedi arkadaşı ve dostu olan kocasının nazarından gayrı başkasının nazarını kendi mehasinine celbetmemek ve onu darıltmamak ve kıskandırmamak lazım gelir. (24.Lema , ikinci hikmet)
Yani kadının erkeğe , erkeğin kadına denk olması gerekir. Mümin bir kadın ancak Mümin bir erkekle evlenirse mutlu olabilir.Ama gel gelelim ki bunu insanlara hele hele ailelere anlat.Eskiden büyüklerimiz kızlarını verirken banka cüzdanına değil damat namzetinin dizlerine  bakarmış , acaba namaz kılıyor mu diye.. Şimdikiler ise 'namazı yok ama iyi çocuk' hadi oradan be.. 
Yanlış anlamayın bir namazla iş bitmiyor. Bu işler gösterişe değil samimi kalpte kiİMAN'a bakıyor..
Hanım ablalar , kardeşler , beyler , abiler.. Evlenecek olanda bir hayatı seçecek olanda sizsiniz. Onun bunun ne dediğine bakmayın. Dindar bir insan seçerseniz yüzünüz güler. Hem bu dünya da hem de ahirette.. Bunun içinde ilk önce kendimizin dindar bir insan olmamız icap ediyor. Biz elimizden geldiğince Fatıma olmaya çalışalım, şanı büyük olan Allah cc. elbet bir Ali çıkarır karşımıza..
 Ve çok dikkat edin! Allah'a sevgisi ve saygısı olmayanın size sevgisi KOFTİDEN olabilir :)
Saygılar ve sevgiler..
Burcu Ercivan