Günün Sözü

Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir.
hayattan ogrenmemiz gerekenler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hayattan ogrenmemiz gerekenler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Aralık 2014 Pazartesi

Hayatı ertelemeyin

Bir yıl daha bitti,
Dün yediğimiz yemek,
Geçen ay ödediğimiz fatura,
Yaşadığımız onca şey,
Yaz tatili,
Düğünler,
Bayramlar,
Doğumlar,
Cenazeler derken,
Koskoca sene,
Bir telaş, bir aceleyle,
Tükendi gitti...
Hayaller, umutlar,
Yine, bir dahaki seneye ertelendi...
Zaten, hep böyle değil mi?
Ah bir büyüsem,
Okulu bitirsem,
Güzel bir işe girsem,
Yuvamı kursam,
Çocuklarım olsa,
Çocukların sınavları,
Çocukların okul masrafları,
Düğünleri, dernekleri,
Torunlar,
Derken emeklilik,
Tam rahat ettim,
Dünyayı gezicem derken,
Bir hastalık...
Al işte !
Ne bu sene,
Ne bir daha ki sene,
Erteleye erteleye, ömür bitti...
T.Tuğba Baş (28/12/2013)
Hayatı ertelemeyin ...

24 Eylül 2014 Çarşamba

Huzurlu ve Sağlıklı Olmak için AZALTIN:

Huzurlu ve Sağlıklı Olmak için;
AZALTIN:
yediğiniz yemeği,
yemeğin tuzunu,
çayın şekerini,
kullandığınız eşyaları,
harcadığınız parayı,
boş yere geçen vaktinizi,
gözyaşlarını,
en yakın arkadaşlarım dediklerinizi,
kıyafetlerinizi,
ayakkabılarınızı,
kuruntularınızı,
bilgisayar başında harcadığınız vakti,
telefonla uğraştığınız süreyi,
bırakın:,
hayatınızı zehreden işinizi,
sigarayı,
mızmızlanmayı,
çekingen olmayı,
rezil olma korkusunu...
ÇOĞALTIN:
kuş seslerini,
ayaklarınızın toprakla olan misafirliğini,
yeşil renk kullanmayı,
soğukta yaşamayı,
sizi iyi hissettiren müzikleri,
içtiğiniz su miktarını,
çocuklarla geçirdiğiniz vakti,
teşekkür etmeyi,
selam vermeyi,
özür dilemeyi,
mazur görmeyi,
alttan almayı,
sevginizi hak edene vermeyi,
istikrarınızı...

Hayat bugündür..

Hayat bugündür.. Oysaki düşündüğümüz hep yarın…
Ömrümüz sürekli bir şeyleri yarına ertelemekle geçiyor..
Hayallerimizi, umutlarımızı, sevgi sözlerimizi...
Affetmeyi, inandıklarımızı gerçekleştirmeyi hep yarına erteliyoruz...
Ama bir şeyi unutuyoruz...
Neyi mi? ....
Yaşanacak kaç yarınımız olduğunu bilmediğimizi, akıl etmeyi..

9 Temmuz 2014 Çarşamba

Hayatınızı daha anlamlı kıllanın yolları

Başkaları için çalışarak hayatınıza anlam katmak insana inanılmaz bir huzur veriyor. 'Çok zor', 'yapamam', 'zamanım yok', 'benim gücüm neye yeter ki' şeklinde devam eden onlarca bahane bulabiliriz. Oysa hayatınızı daha anlamlı kıllanın yolları çok basit: 

1. Bir grafikerseniz, “çocuk gelinlere hayır” kampanyasının afişlerini hazırlayın. 
2. Bir bakkalsanız, ihtiyaç sahibi çocuklar için hazırlanan yaz okullarının kahvaltılarını üstlenin. 
3. Bir fotoğrafçıysanız, çevre katliamına dur diyebilmek için gerçeği gözler önüne seren sergiler düzenleyin. 
4. Bir mühendisseniz, baskı grupları oluşturarak işçi güvenliği ile yasaların değiştirilmesi için öncü olun. 
5. Bir kuaförseniz, bir yaşlılar evinde bakım günü ilan edin (o kırışmış pamuk yanaklardan alacağınız her bir öpücüğün ömre beden olduğunu unutmayın). 
6. Bir mimarsanız, şehirlerin engellilerle dost mimariye kavuşması için çizimler yapın. 
7. Bir ev kadınıysanız, kadına şiddeti önlemek için el emeğinizi bağışlayın; ilgili derneklere gelir getirecek reçel yapın, kazak örün, dantel yapın. 
8. Bir öğrenciyseniz, görme engelliler için her gün 1 saat okuyarak bir kitap kaydı yapın. 
9. Bir şirkette çalışıyorsanız, bir gençlik konseyinin çalışma raporunun fotokopilerini çoğaltın mesai saatinin sonunda. 
10. Kısacası bir insansanız daha güzel bir dünya yaratmak için emeğinizi, zamanınızı, paranızı, bilginizi esirgemeyin. 

30 Haziran 2014 Pazartesi

Kalıcı mutluluk için yaşam önerileri

1. Vücudunuza dar gelen kıyafet giymeyin.
2. İlaçla yaşamaktan kaçının.
3. Randevularınızı önceden ayarlayın.
4. Hafızanıza güvenmeyin; mutlaka yazın.
5. Aracınızı, bozulmadan servise götürüp bakım yaptırın.
6. Her kilidin yedek anahtarını yaptırın ve belli yerlerde bulundurun.
7. Daha sık ‘hayır’ deyin.
8. Yapacaklarınızı öncelik sırasına sokun.
9. Zamanınızı israf etmeyin.
10. Öğle ve akşam yemeklerini basitleştirin.
11. Kötümser insanlardan uzak durun.
12. Önemli evrakın birden fazla fotokopisini çektirin.
13. Evde çalışmayan ne varsa tamir ettirin.
14. Yapmaktan hoşlanmadığınız işler için yardım isteyin.
15. İhtiyaçlarınızı önceden belirleyin.
16. Bir defada yapılması zor büyük işleri, küçük parçalara ayırın.
17. Etrafı toplayın, dağınıklıktan kurtulun.
18. Gülümseyin.
19. Bebekleri gıdıklayın.
20. Dost bir kediyi veya köpeği okşayın.
21. Kendinizi, bütün soruların cevabını bilmekle yükümlü hissetmeyin. Bazı şeyleri de bilmeyin.
22. Karşılaştığınız insanlara, onların hoşuna gidecek bir şey söyleyin.
23. Yağmur yağmasını isteyin; yağınca yağmurda yürüyün.
24. Arada bir çarşı hamamına gidin.
25. Kendi kendinize, nerede eski günler, her şey daha güzeldi demekten vazgeçin.
26. Verdiğiniz kararın ne anlama geldiğini iyi düşünün.
27. Kendinize güvenin.
28. Nüktedan olun.
29. Sizi mutlu edecek bir şey yapmayı yarına bırakmayın.
30. Hiç tanımadığınız insanlara yürekten bir merhaba deyin.
31. Eski bir arkadaşlarınızla karşılaşınca ona sıkıca bir sarılın.
32. Hava açıksa, gece yıldızları seyredin.
33. Bir şarkıyı ıslıkla çalmayı öğrenin.
34. Arada bir şiir okuyun.
35. Kendinize bir demet çiçek alın. Bir çiçek koklayın.
36. Yardım istemekten çekinmeyin; alamazsanız üzülmeyin.
37. Görünüşünüze özen gösterin.
38. Her şeyi kararında yapın; ifrata kaçmayın.
39. Nerede gerekiyorsa, orada mutlaka gerekli emniyet tedbirini alın.
40. Daima daha iyisini yapmaya çalışın, ama mükemmeliyetçi olmayın.
41. Resim ve heykel sergilerini gezin.
42. Ayakkabınızı boyatın.
43. Berbere gidin.
44. Kendi kendinize bir şarkı mırıldanın.
45. İyi bir müzik dinleyicisi olun.
46. Kendi kendinize yetmeyi öğrenin.
47. Her gün biraz idman yapın; her fırsatta yürüyün.
48. Dünyanın en yetenekli insanı olmadığınızı kabul edin gerekiyorsa elimden ancak bu kadar geliyor deyin.
49. Yeni moda birkaç şarkıların sözlerini ezberleyin.
50. İşe erken gidin.
51. İşe her gün aynı yoldan gitmeyin.
52. Amirinizden izin alıp bazen işten erken çıkın.
53. Kırlarda dolaşın.
54. Maça gidip bağırın.
55. Başkaları dilemeden, siz onlara iyi günler dileyin.
56. Teşekkür edin.
57. Arabanıza güzel koku yayan bir alet koyun.
58. Evde kendi kendinize yemek pişirin, güzel bir sofra kurun,sonra da afiyetle yiyin.
59. Başkalarını adam etmekten vazgeçin.
60. Severken karşılık beklemeyin.
61. Sinemada film seyrederken patlamış mısır atıştırın.
62. Bir ağaç, olmazsa bir çiçek dikin.
63. Şişmanlamayın.
64. Hatıra defteri tutun.
65. Bir hela temizleyin.
66. Káğıttan bir uçak yapıp uçurun.
67. Bir derneğe veya kulübe girin, arkadaş edinin, toplantılara katılın..
68. Mutlaka yeterince uyuyun.
69. Az konuşun, çok dinleyin.
70. İş arkadaşlarınıza ve dostlarınıza iltifatı esirgemeyin.
71. Bir güne yapılacak çok şey tıkıştırmayın.
72. Acelesiz yaşayın; daha önünüzde yaşanacak çok güzel günler var.
73. Stresli davranmak, doğuştan gelen değil, sonradan kazanılan kötü bir huydur; bunu unutmayın.
74. Son söz: Öfkeyi, kendinize zevk edinmeyin.

28 Haziran 2014 Cumartesi

Gerçek dost nasıl anlaşılır..


Gerçek bir dosta sahip olmak elbette kolay değil. Karşınızdaki insanın gerçek dostunuz olup olmadığını anlamak istiyorsanız, bazı şeyleri gözden kaçırmamalısınız.
1. Adım
Borç isteyin
Bir bahane bularak, yüklü miktarda borç isteyin. Gerçek dost, bu parayı bulamasa bile size yardımcı olabilmek adına çabalar. En azından ihtiyaç duyduğunuz paranın bir bölümünü vermeyi teklif eder.
2. Adım
Ödemeli arayın
Sürekli ödemeli arayın. Aramalarınız karşılığını buluyor ve dostum dediğiniz kişi, size geri dönüyorsa o zaten hep sizindir ama geri dönmüyorsa o zaten hiç sizin olmamıştır.
3. Adım
Sır verin
Magazinel olarak son derece işlevsel bir sırrınızı paylaşın. Verdiğiniz sırrı başkalarından duyarsanız, dost bildiğiniz kişi hakkında tekrar düşünün.
4. Adım
Yanınıza çağırın
Gecenin bir vakti arayıp moralinizin kötü olduğunu söyleyin ve sizi teselli etmesi için yanınıza çağırın. Gelirse ne mutlu size.
5. Adım
Yardım isteyin
Zor bir konuda yardımını isteyin. Sizin için ne kadar riski göze alacağını bu sayede öğrenebilirsiniz.
6. Adım
Hata yapın
Hata yapın. Yaptığınız hatalar karşısında affedici bir tutum sergiliyorsa kendinizden utanın.
Bütün bu aşamaları geçen bir insan varsa hayatınızda, hayli şanslısınız demektir. Ama siz yine de şansınızı zorlamayın.

15 Haziran 2014 Pazar

KIYAMET

Bilim adamları toplanarak 50 sene sonra,
Dünyanın yok olacağını haber verselerdi,
Birde bu haberlerini kesin delillerle,
Şüphe götürmeyecek şekilde ispatlasalardı,
Herhalde dünyaya karşı olan şiddetli aşkımız,
Bir anda söner, kaybolurdu.

Hatta birçoğumuz “Madem 50 sene sonra dünya yok olacak,

Çalışıp ta ne yapayım “Diyerek dükkânlarını bile açmazlardı.
Açanlarda zengin olmak gayesiyle değil,
Sadece zaruri ihtiyaçlarını karşılamak için açardı.

Hâlbuki bizim kıyametimiz olan küçük kıyamet,
Yani ölüm belki de 50 sene olmadan başımıza kopacak.
Biz öldükten sonra dünyanın yaşamasının ne Önemi var ki,
Yoksa biz dünyanın kıyametinden korkuyoruz da,

Kendi kıyametimiz Olan Ölümden Korkmuyor muyuz? ^

11 Haziran 2014 Çarşamba

Yaşlanmaktan Korkmamanız İçin 7 İyi Neden

Şans

Bazı insanların hayatları yaşlanmalarına el vermeyecek kadar kısa olabiliyor. Siz, yaşlanabilen şanslı insanlardansınız, önünüzde daha pek çok güzel yıl var. Bu bile mutlu olmak için bir neden.

Kim olduğunuzu bilirsiniz

Yaşlanmaya başladığınız zamanlarda kendinizi artık iyice tanımış olursunuz. Kim olduğunuzu, hayattan ne beklediğinizi tam anlamıyla bilirsiniz ve bu halinizle de son derece barışık olursunuz.

Kendinizi seversiniz

Kim olduğunuzla barışık olduğunuz için, içinde bulunduğunuz vücudu da gerçek anlamda seversiniz. Pek çoğumuz, gençken, vücudumuzu sevmeyiz ama bu savaş yaş aldıkça biter ve bu, huzur vericidir.

Güvenli ve rahat bir hayatınız vardır

Gençken uğraşmanız gereken pek çok sorun artık gerilerde kalmıştır. İhtiyaç duyduğunuz güven ve rahatlığa hayatınızın ileriki yıllarında sahip olursunuz ve yaşlılığınız bu sayede rahat ve eğlenceli geçer.

Daha bilgili olursunuz

Yaşlanmanın yararlarından biri de yaş aldıkça daha bilgili olmaktır. Bu sayede çok daha akıllıca kararlar verebilirsiniz.

Başkalarına sunabileceğiniz daha çok şeyiniz vardır

Elde ettiğiniz bilgelik ve deneyimler, size olduğu kadar, başkalarına da fayda sağlar. Bildiğiniz her şeyi, ihtiyacı olan birileriyle paylaşabilir, onlara yardımcı olabilirsiniz.

Hayallerinize ve hedeflerinize ulaşmışsınızdır

Gençken hedeflediğiniz pek çok hayal ve sonuca ulaşmış olursunuz. Başarıyı yakalamış, yeni hedeflere yer açmış olmak son derece mutluluk ve keyif vericidir.

10 Haziran 2014 Salı

Hayatın kıyısından bakmalı insan bazen

Hayatın kıyısından bakmalı insan bazen
Çekilmeli kenara,seyretmeli olanı biteni arasıra
uzaktan ,içine girmeden...
dalmalı seyire,yorumlar yapmadan..
iç hesaplaşmaları izlemeli,hiç yorum katmadan..
maneviyatın önemini anlamalı
maddiyattan almadan...
kim ne giymiş,
ne almışa,
kim kime ne demişe takılmadan
gözlemlemeli...
özüne dönmeli sonrada..

Hayatın kıyısından bakmalı insan
bakarken kendi içinede dönmeli..
bulmalı hatalarını,
almalı dersini,
yola devam etmeli,
aynı hataları yapmadan...

Paylaşmalı kazandığı güzellikleri
çoğaltmalı sevinci...
hüzünü azaltmalı birlikte...
dağıtmalı bulutları...
ve olduğu gibi kabul etmeli her şeyi..

Kıyısından bakmalı hayatın arada sıra da
ama kıyıda da çok kalmamalı..
hep hayatın tam ortasında yaşamalı
dişe diş,
çetince
ama yufka bir yürekle...
ağlamalı da,
sevmelide,gülmeli de aynı zamanda..
acıyı da sevinci de bir arada yaşamalı ,
sevgiyle, içtenlikle...
yoksa sığ kalır insan sonra... 

24 Mayıs 2014 Cumartesi

HAYATA DAİR ALTIN KURALLAR


 1-Ucuz araba kullan ama, alabileceğin en güzel evi al.
 

2-Her zaman ve her ortamda anlatabileceğin üç fıkra öğren.

3-Sevinçlerini sakın erteleme.
 

4-Eşini çok iyi seç. Çünkü bu seçim mutluluğunun veya bedbahtlığını %90’ını oluşturur.

5-Hergün 30 dakika yürüyüş yap.

6-Her yemekten sonra şükret.

7-Bir arkadaşına sırrını açıklamadan önce iki kere düşün.

8-Maaş çekini imzalayan kişileri asla eleştirme.

9-Kaybedecek şeyi olmayan insanlardan kork.

10-Gözünün önünde hep güzel şeyler bulundur.

11-Çocukların, gelenek sözcüğünü duyduklarında seni hatırlayacak şekilde yaşa.

12-Dinine ait kitabı tam anlamıyla okumak için kendine bir yıl süre tanı.
 

13-Biri seni kucakladığında ilk bırakan sen olma.

14-Hergün 6 bardak su içmeyi unutma..

15-Seni seven insanları koru..

16-Zor da olsa ailenle tatil yapmak için her şeyi dene. Bu tatildeki anılar, hayatındaki en değerli anılardan biri olacak.

17-Kendine yapılmasını istemediğin hiçbirşeyi başkalarına yapma.

18-Başarıya, iç huzura kavuştuğun, sağlıklı olduğun ve sevildiğin zamanı değerlendir.

19-İyi ve başarılı bir evliliğin iki şeye bağlı olduğunu unutma:
a) Doğru insanı bulmak
b) Doğru insan olmak.

20-Ebeveynlerini, eşini ve çocuklarını eleştirmek istediğin zaman dilini ısır.

21-Evliliğini güzelleştirmek için hergün bir şeyler yap.

22-İyilik dolu bir sözü ve iyiliğin etkisini asla küçümseme.

SON SÖZ..
Hayatınızdaki kötü olayları düşünerek vakit kaybetmeyin; Yoksa güzellikleri görmekte gecikebilirsiniz….”

15 Mayıs 2014 Perşembe

5 ÖNEMLİ DERS


Birinci ve de en önemli ders.

Okuldaki ikinci ayımda, hocamız test sorularını dağıttı. Ben okulun
en iyi öğrencilerinden biriydim. Son soruya kadar soluk almadan
geldim ve orada çakıldım kaldım. Son soru şöyleydi: "Her gün okulu
temizleyen hademe kadının ilk adı nedir?.." Bu herhalde bir çeşit
şaka olmalıydı. Kadını yerleri silerken hemen her gün görüyordum.
Uzun boylu, siyah saçlı bir kadındı. 50'lerinde falan olmalıydı. Ama
adını nerden bilecektim ki!.. Son soruyu yanıtsız bırakıp kağıdı
teslim ettim. Süre biterken bir öğrenci, son sorunun test
sonuçlarına dahil olup olmadığını sordu." Tabii dahil" dedi,
hocamız.." İş yaşamınız boyunca insanlarla karşılaşacaksınız. Hepsi
birbirinden farklı insanlar. Ama hepsi sizin ilginiz ve dikkatinizi
hakkeden insanlar bunlar. Onlara sadece gülümsemeniz ve 'Merhaba'
demeniz gerekse bile.." Bu dersi hayatım boyunca unutmadım. O
hademenin adını da.. Dorothy idi.

                     İkinci önemli ders.. Yağmurda otostop!..

Bir gece, vakit gece yarısına doğru Alama otoyolunun kenarında duran
bir zenci kadın gördüm. ardaktan boşanırcasına yağan yağmura
rağmen, bozulan arabasının dışında duruyor ve dikkati çekmeye
çalışıyordu. Gecen her arabaya el sallıyordu. Yanında durdum. 60'lı
yıllarda bir beyazın bir zenciye hem de Alabama'da yardıma
kalkışması pek olağan şeylerden değildi. Onu kente kadar götürdüm.
Bir taksi durağına bıraktım. Ayrılırken ille de adresimi istedi;
Verdim. Bir hafta sonra kapım çalındı. Muazzam bir konsol televizyon
indiriyordu adamlar. Bir de not ekliydi, armağanda.. "Geçen gece
otoyolda bana yardımınıza teşekkür ederim. O korkunç yağmur sadece
elbiselerimi değil, ruhumu da sırılsıklam etmişti. Kendime güvenimi
yitirmek üzereydim, siz çıkageldiniz. Sizin sayenizde ölmekte olan
kocamın yatağının baş ucuna zamanında ulaşmayı başardım. Biraz sonra
son nefesini verdi. Tanrı bana yardim eden sizi ve başkalarına
karşılık beklemeksizin yardım eden herkesi kutsasın!.. En iyi
dileklerimle, Bayan Nat King Cole."

              
 
Üçüncü önemli ders.. 

Size hizmet edenleri hep hatırlayın..

Bir pastanın üç otuz paraya satıldığı günlerde 10 yaşında bir çocuk
pastaneye girdi. Garson kız hemen koştu.. Çocuk sordu: "Çikolatalı
pasta kaç para?" "50 cent!.." Çocuk cebinden çıkardığı bozukları
saydı. Bir daha sordu: "Peki dondurma ne kadar.." "35 cent" dedi
garson kız sabırsızlıkla.. Dükkanda yığınla müşteri vardı ve kız
hepsine tek başına koşuşturuyordu. Bu çocukla daha ne kadar vakit
geçirebilirdi ki.. Çocuk parasını bir daha saydı ve "Bir dondurma
alabilir miyim lütfen" dedi. Kız dondurmayı getirdi. Fişi tabağın
kenarına koydu ve öteki masaya koştu. Çocuk dondurmasını bitirdi.
Fişi kasaya ödedi. Garson kız masayı temizlemek üzere geldiğinde,
gözleri doldu birden. Masayı sanki akan yaşlar temizleyecekti. Bos
dondurma tabağının yanında çocuğun bıraktığı 15 cent duruyordu..

                            Dördüncü önemli ders.. 

Yolumuzdaki engeller..

Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir
kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu. Bakalım neler
olacaktı?. Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları,
saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öğlene kadar. Hepsi
kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler. Pek çoğu kralı yüksek
sesle eleştirdi. Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz
tutamıyordu. Sonunda bir koylu çıkageldi. Saraya meyve ve sebze
getiriyordu. Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya
sarıldı ve ıkına sıkına itmeye başladı. Sonunda kan ter içinde kaldı
ama, kayayı da yolun kenarına çekti. Tam küfesini yeniden sırtına
almak üzereydi ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü.
Açtı.. Kese altın doluydu. Bir de kralın notu vardı içinde.. "Bu
altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir" diyordu kral. Koylu,
buğun dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı. "Her
engel, yasam koşullarınızı daha iyileştirecek bir fırsattır.."

 
    Beşinci önemli ders..


 Önemli olan vermektir..

Yıllar önce hastanede çalışırken, ağır hasta bir kız getirdiler. Tek
yasam şansı beş yaşındaki kardeşinden acil kan nakli idi. Küçük
oğlan ayni hastalıktan mucizevi şekilde kurtulmuş ve kanında o
hastalığın mikroplarını yok eden bağışıklık oluşmuştu. Doktor durumu
beş yasındaki oğlana anlattı ve ablasına kan verip vermeyeceğini
sordu. Küçük çocuk bir an duraksadı. Sonra derin bir nefes aldı ve
"Eğer kurtulacaksa, veririm kanımı" dedi. Kan nakli ilerlerken,
ablasının gözlerinin içine bakıyor ve gülümsüyordu. Kızın
yanaklarına yeniden renk gelmeye başlamıştı, ama küçük çocuğun yüzü
de giderek soluyordu.. Gülümsemesi de yok oldu. Titreyen bir sesle
doktora sordu: "Hemen mi öleceğim?.." Küçük doktoru yanlış anlamış,
ablasına vücudundaki bütün kani verip, öleceğini sanmıştı.

12 Mayıs 2014 Pazartesi

HAYAT OKULUNUN 10 KURALI

HAYAT OKULUNUN 10 KURALI
- İhtiyacından fazla olanı paylaş. 
- Hakka ve adil olmaya dikkat et.
- Kimseye zarar verme.
- Emanete ihanet etme. 
- Dürüst ve doğru ol. 
- Düzenli ol. 
- Gerektiğinde özür dilemeyi bil. 
- Yardımlaş,
- kavganın istisna olduğunu unutma.
- Merak bilimin hocasıdır. 
- Yaşamın sadece dünya yaşamından ibaret olmadığını unutma. " Prof. Dr. Nevzat Tarhan"