Kazanmak İster Misin?
Ayda 50 bin lira kazanmak ister misiniz diye sorsak kimse hayır demez herhalde. Hatta bu parayı hali hazırda kazanan kişi bile fazla mal göz çıkarmaz diyerek bu teklife gözü kapalı evet der.
Ayda 50 bin lira kazanacağınız bir iş var ve bu işe “bu iş tam bana göre diyerek” başvuruda bulunuyorsunuz.
Peki bu iş tam size göre de bakalım siz tam bu işe göre misiniz?
İşte ayda 50.000 TL ‘lik iş için aranılan özellikler :
- Biri yurt dışından olmak üzere 2 üniversite bitirmiş olmak
- Alanında doktora yapmış olmak
- İngilizce ve Fransızcaya ilaveten 2 dil daha biliyor olmak
- İşini ilgilendiren programlama dillerini en iyi seviyede biliyor olmak
- Benzeri işlerde en az 5 yıl çalışmış olmak.
- Askerliğini komando olarak yapmış olmak. (Madem 50.000 veriyoruz, komandoya verelim :)
- Seyahat engeli olmamak
- Sigara, alkol kullanmayan (Alkol yazmazlar ama biz ekleyelim bunu da, her gün de alkol kontrolü yapılacakmış üstelik :)
- Prezentabl (Kelimeyi doğru yazdığımdan bile emin değilim ama herkes bundan aradığına göre iyi bir şeydir diyerek ben de yazdım :)
- 30 yaşını aşmamış olmak ( İşte 50.000 lirayı hak ettirecek madde. Bu kadar işi 30 yaşını aşmadan yapmış olman lazım :)
Baştan 50.000 TL’yi duyunca hah işte bu iş tam bana göre diyenler aranılan özellikleri görünce “haydaaa oldu mu şimdi” deyip geri çekiliyorlar. Acaba “al sana 50.000” deyip hiçbir özellik aramayacaklarını, hiçbir şey istemeyeceklerini mi sanıyorlardı.
Benzer şekilde cennet deyince de herkes bir iştahlanıyor. Hemen “vay be cennette tam bana göre” diyerek bir hevesleniyor.
Baksanıza şu “kısaltılmış” cennet ilanına. İnsan bu ilanı görünce heveslenmez, iştahlanmaz mı ?
- Genişliği gökler ile yer kadar olan, ( Yedi kat gök ile yerin arasını ölçebilen daha çıkmadı.)
- Altından ırmaklar akan, ( Irmaklar altından mı yoksa ayağınızın altından mı ırmaklar akıyor onu bilemiyorum. Sonuçta burası cennet. Düşlediğiniz her şey olabilir :)
- Elbiseleri ipek ve atlastan dokunan, altın ve incilerle süslenen,
- Yiyeceği, içeceği ve gölgesi sürekli olan,
- Acıkmak ve susamak olmayan, (acıkmıycaz, susamıcaz ama paso yiyip içicez :)
- Canınızın istediği ve gözünüzün hoşlandığı her şeye ulaşabileceğiniz, (insan ne isteyeceğini bilemez vallah :)
- Bahçeler ve üzüm bağları ile donanmış,
- Boş laf ve kötü sözün olmadığı, sadece selamın olduğu, (Kafamız da rahat, oh mis)
- Yorulmak, terlemek diye bir şeyin olmadığı, (Ter kokusu da yok, o da güzel)
- Ölümün, azabın, hastalığın olmadığı, (Ne zaman ölücez, azap görücez mi derdi yok)
- Korkunun, üzüntünün olmadığı, sadece sevincin olduğu, (Ay sonunu nasıl getiricem korkusu da yoktur o zaman, heyt be süpermiş :)
- Yakıcı sıcaklar ve dondurucu soğukların olmadığı, (Tam istediğimiz gibi işte)
- Sütten, şaraptan ve baldan ırmakların olduğu, (Ayrandan ırmak da vardır bence. Sonuçta canımızın istediği her şeye ulaşabilecez. Ayrandan ırmak ve yanında çiğköfte :) Cennette değil miyiz, istemenin sonu yok )
- Mücevherlerle süslenmiş tahtların olduğu, (Neyseki cennette taht kavgası olmayacak :)
- Kalplerde kinin ve kıskançlığın olmadığı. (Kıskançlık yoksa nerdeydin bu saate kadar sorusu da yok J, gerçi cennette zaman derdi de yok. Yok yok arkadaş :)
- Yiyecek ve içeceklerin altın tepsilerle sunulduğu,
- Baktığınız her yerde nimet ve zengin mülklerin olduğu…
Hakikatten cennet tam bizlere göre. Bakalım biz cennete göre miyiz? Nasıl ki bir iş ilanına başvurabilmek için aranılan şartlar varsa cennete girmek için de aranılan şartlar var:
- İman sahibi olmak: İnsanlar sadece iman ettik diyerek sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar (Ankebut 2)” ayetini göz önüne aldığımızda sadece ben iman ettim demenin de yetmediğini anlarız. Peki ya ne yapacağız derseniz. İmanın ve islamın şartlarını yerine getireceksiniz. İmanın ve islamın şartları neler? Şimdi onları da küçük çocuklara sayar gibi saymayalım. :)
Aranılan şartlarda imanın şartlarına tek tek bakıyoruz.
Allah’a inandım, Peygamberlerine de inandım, bu da tamam, bu okey… heh işte hepsine inandım, iman ettim. Hepsi tamam deyip kurtuluyor ve hiç cehenneme uğramadan direkt olarak cennetlik oluyor muyuz? Hayır
O kadar kolay değil. Daha hiçbir şey yapmadık ki. Aranılan özellikler bitmedi ki?
Kelime i şahadet: Tamam canım o kolay. Eşhedü enla….
Namaz: Her gün her gün zor ya, bir de böyle abdest falan ağır geliyor. Deprem olduğunda kılmıştım birkaç gün. Ha bi de Cuma, bayram falan işte. Ya aslında 5 vakit kılmak istiyorum ama neyse yaşlanınca kılıcam söz)
Nefsi ve şeytan neler söyletiyor farkında değil. Fark eder inşallah.
Oruç: Sıcaklarda çok sıcak olduğundan tutamıyorum, ha bi de günler uzun, soğuklarda da kansızlık yapıyor üşüyor tutamıyorum.
Sana özel bir ortam hazırlayalım sen orda tut orucunu :)
Zekat: Doğru düzgün para kazanamıyorum ki. Evin taksidi, arabanın taksidi, çocuğun dershanesi, hanıma daha yeni burma aldık, evin eşyalarını değiştircez, tatile gitcez… Yani bi türlü zekata para ayıramıyorum.
Cimriyim demiyor da, bir sürü bahane :)
İslamın şartlarını ilkokul çocuklarına sayar gibi saymayalım dedim ama yine de saydım sanki. Neyse hac mevzusuna girmedim hiç.
Cennet iyi güzel, tam da bana göre diyen biri bu aranılan özelliklere bakarak kendisinin cennete göre mi yoksa başka bir yere göre mi olduğunu düşünmeli.
50.000 TL’lik iş için arınılan özellikler ile cennet için aranılan özellikleri karşılaştırdığımda cennet için yapmamız gerekenler daha kolay gibi geldi bana. :)
Ki gerçekten bu donanıma sahip olup da iş bulamayan, ya da iş bulup da istediği parayı kazanamayan da çoktur hani. Yani 50.000 TL’lik iş donanımına sahip olsan da işin garanti değil.
Ama cennet için aranılan özellikleri yerine getirdiğin zaman Allah bunun garantisini sana veriyor. İman ettin cennettesin. (Burada Ankebut 2’yi tekrar hatırlıyoruz )
“Ya tamam ben bunları yapmıyorum ama özünde iyi biriyim, kalbim çok temiz, benim içimi herkes bilir” diyenlere ise hiç girmiyorum :)
Böyle düşünenler de inşallah doğru olanı yapmaya başlarlar ve hep beraber altından ırmaklar akan cennette ipek ve atlastan dokunan elbiselerimizle buluşuruz.
Yazar:
Mustafa Eren Akçağlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder