Osmanlı'da çocuklar dört-beş yaşına geldiklerinde ilk mektebe, bugünkü karşılığı ile ilkokula başlarken düzenlenen merasime 'bed'-i besmele veya âmin alayı' adı verilmiştir.
"Âmin alayı" genellikle kandillerde veya pazartesi, perşembe günleri düzenlenmiştir.
Çocukların dördüncü yaşının dördüncü ayının dördüncü gününde mektebe başlamalarına özen gösterilirdi. Buna bazı insanların riayet etmediği de olurdu; çocuklar beş-yedi yaşları arasında da mektebe başlayabiliyordu. Mahalle mektebine başlama merasimi, ailelerin varlıklarıyla mütenasip şekilde yapılırdı. Fakir aile çocukları; baba, ana yahut bir yakını tarafından mektebe götürülür, "Eti senin kemiği benim." denilerek çocuklara, hocanın eli öptürülür ve eğitilmesi için oraya teslim edilirdi. Orta hâlli ailelerde çocuk giydirilip kuşatılır; erkek ise fesine, kız ise saçlarına süsler takılır, yakın akraba ile mektebe gidilir, derse başlatılarak hocaya dua ettirilirdi. Bundan sonra çocuklara birer ikişer kuruş dağıtılır, hoca ile kalfaya da mendil ucuna bağlanmış birkaç mecidiye hediye edilirdi. Anadolu'da ise çocuklara para verilmez, simit ve şeker dağıtılırdı.
Sözkonusu merasimler, hâli vakti yerinde aileler ve şehzâdeler için, bir düğün kadar ciddiye alınır; halk arasında değil, İstanbul'daki çok özel mekânlarda yapılır ve merasime padişah ile devlet ricali de katılırdı. Şeyhülislâm, şehzâdeye alfabenin harflerini baştan sona kadar okutur ve dua ederdi. Şehzadenin eğitimi, tayin olunan hocasına bırakıldıktan sonra da merasim sona ererdi.
Bir çocuğun mektebe başlaması, aile hattâ mahalle için mühim bir hâdise kabul edilirdi. Evde hazırlıklar yapılır, çocuğa yeni elbiseler alınırdı. Yumuşak ve güzel bir minder doldurulur; imkânı olan aileler, mor kadife üzerine sarı sırma kılâptan işlemeli, kâr-ı kadîm bir cüz kesesini, çocuğun sağ omzundan sola doğru çapraz asmak için hazırlardı. Çocuk için bir Elifba cüzü temin edilirdi. Bunların sarı soluk kâğıtlara basılmış olanları bulunduğu gibi, çocuğu okumaya özendirmek için altın yaldızlı basılanları da olurdu. Bazı ailelerde Elifba cüzlerinin müzehheb el yazmalarına da rastlanırdı ki, bunlar iyi muhafaza edilir ve nesilden nesile devredilirlerdi. Mektep için hazırlanan çocuğa nazarlık takılırdı. Çocuk ayrıca nazara karşı tütsülenirdi. Tütsü, mangala atılan bazı maddelerin dumanına çocuğun sokulması suretiyle yapılırdı.
Merasimden önce hocaya haber verilir ve uygun bir gün tespit edilirdi. Bu günün kandil günlerine ve daha ziyade pazartesi veya perşembeye rastlamasına itina edilirdi. Mektebin ilâhi takımı haberdar edilir veya başka mekteplerin daha güzel sesli ilâhi takımları tutulurdu. Çocuk yeni kıyafetiyle, zihin açıklığını ve hayatının yeni safhasında muvaffak olmasını sağlamak hususunda himmetlerini istemek için ailesi tarafından İstanbul'da ekseriya Eyüp Sultan'a götürülürdü. Merasim günü çocuklar, temiz kıyafetleriyle mektebe toplanırlar; önlerinde hocaları, kalfa ve bevvabları olduğu hâlde, ilâhi takımını takip eder ve işaret edilen yerlerde 'âmin' diye bağırarak çocuğun evine gelirlerdi.7 Okula önceden başlamış ve ilâhiler öğrenmiş, sesleri güzel çocuklar en öne alınırdı. Onlar yüksek sesle ve koro hâlinde ilahiler okuyarak, arkadakiler de beyit aralarında yüksek sesle 'âmin' diye bağırarak neşe içinde yola koyulurlardı.
Evi müsait olmayanların merasimleri ise, mektepte yapılırdı. Mahalleyi dolaşan alay mektep gelir, ilâhiler okunup gülbank çekildikten sonra içeri girilirdi. Lokma yenildikten sonra da hediyeler dağıtılırdı.
Okuma-yazma ve dinî ilimler ağırlıklı eğitim verilen bu okullarda, erkek ve kız çocukları beraber okudukları gibi, yalnız kız veya yalnız erkek çocuklarının gittiği mektepler de vardı.
Bu merasimlerin, mektebe yeni başlayan çocukların okul korkusunu giderme, çocuklara okuma isteğini aşılama ve çocukları arkadaşlarıyla kaynaştırma gibi önemli pedagojik faydaları vardır. Diğer taraftan bu merasimlerin çocuklarda okuma, anne ve babalarda ise, okutma arzusunu tetiklediği söylenebilir. Bu törenler sayesinde çocuk, aile içinde olduğu gibi, cemiyette de yeni bir statü kazanırdı.
Günün Sözü
Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir.
27 Mayıs 2017 Cumartesi
Küçük Ev
Bir köylü, bilgenin yanına geldi ve şikayete başladı: "Nolur bana yardım edin, yoksa çıldıracağım. Tek odalı bir evde yaşıyoruz. Ben, karım, çocuklarım ve karımın akrabaları Herkesin siniri tepesinde.
Birbirimize bağırıp duruyoruz Oda sanki bir cehenneme döndü."
-"Sana söyleyeceğim şeyi yapacağına söz verir misin?" diye sordu bilge ciddi bir sesle.
-"Yemin ederim, ne söylerseniz yapacağım."
-"Pekala. Kaç hayvanın var?"
-"Bir inek, bir keçi ve altı tavuk."
-"Onların hepsini evinize al. Bir hafta sonra yanıma yine gel."
Adam çok şaşırmıştı, ama itaat edeceğine söz vermişti bir kere. Böylece, hayvanları da odaya aldı. Bir hafta sonra geldiğinde perişan haldeydi. Acı ve kederle inliyordu. "Mahvolmuş durumdayız. Pislik! Koku! Gürültü! Hepimizin aklını kaçırmasına ramak kaldı!"
"Şimdi git ve hayvanları evden çıkar" dedi bilge. Adam eve kadar hiç durmadan koştu. Ertesi gün bilgenin yanına geldiğinde gözleri mutluluktan parlıyordu. Hayat ne kadar güzel. Hayvanlar dışarıda. Evimiz, öyle sessiz, öyle temiz ve öyle geniş ki... Sanki bir cennet!
Yazar:
Murat Çiftkaya
23 Şubat 2017 Perşembe
13 Şubat 2016 Cumartesi
Mutlu olmak istiyorsanız hergün bunları yapın
1. Gülmek
Araştırmalara göre gülmek, enerjinizi yükseltip kendinizi daha iyi hissetmenize sebep oluyor. Her gün mutlaka gülmek için kendinize zaman ayırın. Gülmeye zaman ayırdıkça canlandığınızı hissedecek ve gün içinde yaşanan olaylardan daha çok zevk almaya başlayacaksınız. Eğer o anda yanınızda kimse yoksa kendinizde komik bulduğunuz şeyleri düşünün ve kendi kendinize gülün. Gülmek için bir neden sizler için daha önceden derlemiş olduğumuz mutluluk veren animasyon filmlerini izleyebilirsiniz.
Gülmenin diğer faydaları için ”En etkili detoks: Gülmenin faydaları” isimli yazımıza göz atabilirsiniz.
2. Kutlama yapmak
Başarılarınızı kutlamak için kendinize zaman ayırmanız çok önemli. Başarının önemli veya önemsiz oluşu fark etmiyor, önemli olan her gün zaman ayırıp o gün başardığınız şeyleri ve kendinizi takdir etmek. Tony Robbins’in de dediği gibi; kendi yeteneklerini ve gücünüzü kutlayın. Unutmayın ki, istediğiniz şeyleri başaracak güce sahipsiniz.
3. Düşünmek
Gün içinde çok yoğun olabilirsiniz. Fakat, günde kendinize düşünmek için en az 10 dakika ayırmak kendinizi çok daha iyi hissettirebilir. Telefonlarınızı ve dikkatinizi dağıtan her şeyi kaldırın ve kendinize düşünmek için zaman ayırın. Geleceğinizi, geçmişten öğrendiklerinizi ve kararlarınızı düşünün.
4. Meditasyon yapmak
Her gün kendinize sessiz kalmak ve meditasyon yapmak için bir an ayırmak sizi daha çok mutlu edebilir. Düşünceleriniz dahil dikkatinizi dağıtan her şeyi ortadan kaldırıp, meditasyon sürecine geçiş yapabilirsiniz. Özellikle, yoğun çalışma günleri geçiren bireylerin daha çok meditasyon yapması öneriliyor.
5. Gururlanmak
Gurur genelde insanlar tarafından negatif bir şey olarak algılanabilir. Fakat, bireylerin yaptıkları işlerden ve başarılarından gurur duymaları, kendilerini iyi hissetmeleri için çok önemli. Her gün arkanıza yaslanıp, yaptığınız başarıları ve olduğunuz insanı takdir edip, kendinizle gurur duyabilirsiniz.
6. Alçakgönüllü olmak
Yaptığınız işlerde alçakgönüllü olmanız, hayattan zevk almanız ve başarıya ulaşmanız için çok önemli. Hayatınızdaki sevdiğiniz şeyleri kendinize hatırlatın ve onlara sahip olduğunuz için mutlu olmaya çalışın.
7. İletişim kurmak
Sosyalleşmek ve iletişim kurmak bireylere doğuştan gelen bir ihtiyaç. Her gün partnerinizle, arkadaşlarınızla veya ailenizle iletişime geçmek için mutlaka zaman ayırmaya çalışın. Mutluluğunuz bir tek sizle değil, başkalarıyla aranızdaki iletişimle de alakalı.
Gün içinde eğlenmeye zaman ayırmak, kafanızı dağıtmanız ve mutlu olduğunuzu hissetmeniz için çok önemli. Çocuklarınızla vakit geçirebilir, çok sevdiğiniz bir film izleyebilir, dans edebilir veya müzik dinleyebilirsiniz. Önemli olan, nasıl şekilde olursa olsun eğlenmek.
9. Minnettar olmak
Son olarak, her gün 5 dakika ayırıp, sevdiklerinize, yaşadığınız ve yaşayacağınız deneyimlere ve olduğunuz kişiye minnettar olun. Fiziksel olarak aynı anda hem üzgün, hem sinirli, hem de mutlu olamayacağınız için minnettar olmak sizi mutlu hissettiğinizi farkına varmanızda yardımcı olacaktır.
Kaynak:
Altın gibi merhametli bir kalp güzel bir hikaye
Amerika'da bir adam lotodan bir milyon dolar kazanıyor,
arabasına giderken bir bayan kızının çok ağır, ölümcül bir hastalığa yakalandığını ve beş yüz bin dolar bulamazsa yarın kızının öleceğini söylüyor.
Adam hiç düşünmeden parasının beş yüz bin dolarını veriyor.
Bu olaya şahit olan biri, adama o parayı verdiği bayanın bir dolandırıcı olduğunu ve onu kandırdığını söylüyor. (adam gerçekten de kandırılmış)
Bu konuşmanın sonunda adam sadece gülüyor, Bu duruma oldukça şaşıran adam.
-Nasıl olur, kadın seni kandırdı hiç mi üzülmedin?
Aldığı cevap ilginçtir:
-Benim sevincim yarın ölecek bir kızın olmadığı içindir
arabasına giderken bir bayan kızının çok ağır, ölümcül bir hastalığa yakalandığını ve beş yüz bin dolar bulamazsa yarın kızının öleceğini söylüyor.
Adam hiç düşünmeden parasının beş yüz bin dolarını veriyor.
Bu olaya şahit olan biri, adama o parayı verdiği bayanın bir dolandırıcı olduğunu ve onu kandırdığını söylüyor. (adam gerçekten de kandırılmış)
Bu konuşmanın sonunda adam sadece gülüyor, Bu duruma oldukça şaşıran adam.
-Nasıl olur, kadın seni kandırdı hiç mi üzülmedin?
Aldığı cevap ilginçtir:
-Benim sevincim yarın ölecek bir kızın olmadığı içindir
5 Şubat 2016 Cuma
CEO'dan bir kıza zengin erkekle nasıl evlenilir tavsiyesi
Zengin birisi ile evlenmek isteyen bir kızın J.P. Morgan’a yolladığı elektronik posta :
Sayın Morgan,
Sizinle dürüst olacağım. Bu yıl 25 yaşına giriyorum. Çok güzelim, iyi bir stilim var ve kaliteli şeyleri severim. Yıllık geliri en az 500 bin dolar veya daha fazla olan bir adamla evlenmek istiyorum. Aç gözlü olduğumu düşünebilirsiniz fakat New York’ta yıllık geliri 1 milyon dolar olan insanlar maalesef orta sınıf sayılıyor.
Çok şey istemiyorum. Sizin sitenizde yıllık geliri 500 bin dolar veya daha fazla olan biri var mı? Hepiniz evli misiniz? Bu konuları merak ediyor ve sormak istiyorum, sizin gibi zengin insanlarla evlenmek için ne yapmam gerek?
Bugüne kadar birlikte olduğum erkekler arasında en zengini yılda 250 bin dolar kazanıyordu. Central Park’ın batı yakasında, yüksek bütçeli rezidanslarda yaşamak isteyen biri için yıllık 250 bin dolar yeterli değil. Size alçak gönüllülükle soruyorum:
1) Zengin bekârlar nerede takılır? (Lütfen bar, restoran, spor salonu, kulüp, vs. gibi mekanların isimlerini ve adreslerini yazar mısınız?)
2) Hangi yaş kategorisine odaklanmalıyım?
3) Çoğu zenginin eşleri neden ortalama güzellikte? Bir kaç kızla tanıştım; güzel veya ilgi çekici değiller ama zengin erkeklerle evlenebiliyorlar.
4) Kimin karınız, kimin yalnızca sevgiliniz olabileceğine nasıl karar veriyorsunuz? Benim hedefim evlenmek. Zengin bir adamla evlenebilmek için ne yapmalıyım ?
Saygılarımla
Bayan Güzel
James Dimon’un kıza yanıt olarak yolladığı elektronik posta :
Sevgili Bayan Güzel,
Yazınızı büyük bir ilgiyle okudum. Tahmin ediyorum ki sizin gibi aynı soruları soran pek çok genç kız var. Lütfen profesyonel bir yatırımcı olarak durumunuzu analiz etmeme izin verin. Benim yıllık gelirim 500 bin doların üzerinde, sizin kriterlerinize uyuyor, bu sebeple zamanınızı boş yere çalmadığımı umut ediyorum.
Bir iş adamı gözünden bakarsak, sizinle evlenmek kötü bir fikir. Nedeni ise çok basit, lütfen açıklamama izin verin. Detayları bir kenara bırakırsak, yapmaya çalıştığınız şey “güzellik” ile “para” ikilisini takas etmek: A kişisi güzelliği sağlar, B kişisi de bunun için ödeme yapar, gayet adil. Fakat burada ölümcül bir problem var; sizin güzelliğiniz kaybolacak ama benim param iyi bir sebep olmadıkça tükenmeyecek. Aslına bakarsanız, benim gelirim yıldan yıla artabilir, ancak siz yıldan yıla güzelleşemezsiniz. Bu sebeple, ekonomik açıdan bakarsak, ben değer kazanan bir varlıkken siz değer kaybeden bir varlıksınız. Hem de sıradan bir değer kaybı değil, katlanarak artan bir değer kaybı. Eğer güzellik sizin tek varlığınızsa, değeriniz 10 yıl sonra çok daha düşük olacak.
Wall Street’te kullandığımız bir terimden yola çıkarsak, sizin için “takas pozisyonu” diyebiliriz, “satın al ve bekle” değil. Sizi satın almak iyi bir fikir değil, bu sebeple kiralamayı tercih ederim. Çünkü alışveriş değeri düşen bir şeyi uzun süre elde tutmak hiç de akıllıca değildir. Şüphesiz; aynı şey sizin istediğiniz evlilik için de geçerli.
Bu yazdıklarım size zalimce geliyorsa bir de şöyle düşünün; tüm paramı kaybetseydim, beni terk etmez miydiniz? Aynı şekilde güzelliğinizi kaybettiğinizde, benim de çıkış yolunu bulmam gerekmez mi?
Yıllık geliri 500 bin doların üstünde olan insanlar aptal değil; sizinle yalnızca çıkarız ama evlenmeyiz. Size, zengin bir adamla evlenme fikrini unutmanızı öneririm. Bu arada, yılda 500 bin dolar kazanan o zengin siz olabilirsiniz. Zira o kadar parayı kazanmak, zengin bir aptal bulabilme ihtimalinizden daha yüksek…
CEO James Dimon
28 Ocak 2016 Perşembe
Almanya'da iki genç kızın dramı. İbretlik gerçek hikaye. Tüyleriniz ürperecek
Bu hikaye Almanyada yasanmis..... Yakin arkadas olan 2 türk kizin aci sonunu anlatiyor.
Kizlar hayatlarindan bikmistir. Onlar için bir gün digerinin aynisidir :
Okul, ev temizligi, saat 21.00den sonra disari çikma yasagi ve buna benzer diger görevler.
Okul, ev temizligi, saat 21.00den sonra disari çikma yasagi ve buna benzer diger görevler.
Onlara göre hayatlarini bir sekile sokmak için özgürlükleri ellerinden alinmis, aileleri tarafindan kisitlanmistir......
Etrafinda ki alman kiz arkadaslarinin yasamlarini, sinir tanimaz özgürlüklerini(!) görüyorlar.... Onlar gibi özgür olmak istiyorlardi....
Alman arkadaslarinin allandira ballandira anlattiklari gece hayatini yasamak istiyorlardi. Bir gecelikte olsa yasamak.... Sadece bir gün bu özgürlügü tatsalar..
Disaridan çok güzel(!) cicili bicili gözüken gece hayatini yasasalar....
Hayatlarinin geri kalan yillarini mutlu geçireceklerini saniyorlardi.....
Etrafinda ki alman kiz arkadaslarinin yasamlarini, sinir tanimaz özgürlüklerini(!) görüyorlar.... Onlar gibi özgür olmak istiyorlardi....
Alman arkadaslarinin allandira ballandira anlattiklari gece hayatini yasamak istiyorlardi. Bir gecelikte olsa yasamak.... Sadece bir gün bu özgürlügü tatsalar..
Disaridan çok güzel(!) cicili bicili gözüken gece hayatini yasasalar....
Hayatlarinin geri kalan yillarini mutlu geçireceklerini saniyorlardi.....
Iki arkadas aralarinda bir geceligine özgür kiz olmak için anlasiyorlar. Gece hayatinin gerçekten de alman arkadaslarinin anlattiklari gibi eglenceli mi olduguna kendileri karar vereceklerdi.... Bütün gece eglenecekler, bir gün içinde olsa özgürlügü hissedecekler, tadacaklardi....
Oturduklari sehirde bir diskotek vardi. Iki arkadasdan büyügü erkek kardesinin bu diskotek hakkinda ki konusmalarini isitmisti. Her sey orda oluyordu. Eger bu sehirde hayatini yasamasini bilen biriysen oraya gideceksin. Bütün hayellerin gerçeklestigi, özgürlügün, gece hayatinin basladigi yerdir...
Artik hersey planlanmisti. Evdekilere okul gezisine gideceklerini söylemisler...
Artik hersey planlanmisti. Evdekilere okul gezisine gideceklerini söylemisler...
Diskotekte giyilecek elbiseleri önceden alman arkadasinin evine birakmislardi bile...... Kizlar anne babalarinin bu elbiselerini fark etmesinden çok korkuyorlardi... Çünkü diskotege kapali bir elbiseyle gidemezlerdi. Hersey dengi dengine olmaliydi. Sadece bir geceligine özgür kiz olmalilar vede etrafindaki genclere ayak uydurmaliydilar....
Kizlar çok umutlulardi, hayatlarinin en önemli gecesini bu aksam yasayacaklardi. Yasayacaklari ise bir ömür boyu onlarin mutlulugu olacakti. En küçük bir hata belki yasamlarini büs bütün degistirecekti, belki onlar icin büyük sorunlar getirecekti ama bir gecelik özgürlük için herseyi göze almislardi. Zaten yasamlari kendilerine göre bir cehennemdi, daha beter olamazdi. Bu yüzden her seyi göze almislardi....
Saat 20.00 'da alman arkadaslarinin evine gittiler. Bir arada oturup kiz kiza konustular, üç kiz birer bira içtikten sonra saat 23 de, alman arkadasa "Auf wiedersehen" diyen türk kizlari gece karanligina kendilerini attilar...
Diskotek umduklarindan da büyüktü, ama içeri girmeden önce birbirlerine söz vermislerdi. Bu saskinliklarini kimselere fark ettirmeyecekler, acemi olduklarini bildirmeyeceklerdi.... Herkes onlari her aksam diskotege gelen kizlar olarak görecekti. Çilgin gibi eglenen genclerden kendilerini ayirmayacaklardi. Onun icin cok açik giyinmislerdi. Alman arkadasta içilen biranin tadini begenmemislerdi ama içmeliydiler. Bir geceligine her seyi denemeliydiler..
Artik özlenen hayat baslamis, kizlar distokette iki türk genciyle arkadas olmuslardi bile.... Çok yakisiklilardi vede çok iyi insanlara benziyorlardi... Iki arkadas gençlerden biri ile konusurken diger genc kizlara içecek getirmeye gitmisti. Kimselere fark ettirmeden iki içecegin içine ilaç koymustu. Ilac kizlarin kendilerini yorgun hissetmelerini saglayacak uykularini getirecekti.. Böylece iki kiz gencler icin kolay kurban olacaklardi.... Gençlerin planlari istedikleri gibi isliyordu. Saat sabahin 5'ine yaklasmaya baslayinca kizlar artik düsüncelerini toparlayamaz olmuslar ve gençlerle birlikte diskotegi terk etmeyi kabul etmislerdi. Gençler arabalariyla kizlari kalacaklari
alman arkadasin evine götüreceklerdi...
alman arkadasin evine götüreceklerdi...
Ama gencler kizlari alman arkadasin evine götürmek yerine bir ormana götürüp baslarina vurarak bayilttilar. Sonra kizlarin baslarina siyah bir poset geçirerek defalarca tecavüz ettiler. Gençlerden biri gülerek ceptelefonunu çikarip baska bir arkadasini çagirdi...
Yarim saata kalmadan genclerin arkadasi olay yerine gelmisti. Ömründe ilk defa bir kiza tecavüz edecekti. O da diger arkadaslari gibi iki kiza tecavüz ettikten sonra gülümsüyordu... Üçüde kendilerinden gurur duyuyorlardi.
Kizlarla diskotekte tanisan iki genc hala alkollüydüler ama sonradan gelen genc kendindeydi. Arakadaslarina tesekkür ettikten sonra kizlarin yüzlerini görmek istedi. Tecavüz ettigi kizlarin yüzlerini merak ediyordu... Ilk tecavüz ettigi kiza dogru uzanip kizin yüzünde ki siyah poseti çikartti. Çok sasirmisti.... Çünkü bu kiz kiz kardesinin en yakin arkadasiydi. Bir an kiz kardesine bu durumu nasil anlatacagini düsündü ve de kiz kardesinin karsisinda nasil utangac bir halde durdugunu hayal etti....
Kizlarla diskotekte tanisan iki genc hala alkollüydüler ama sonradan gelen genc kendindeydi. Arakadaslarina tesekkür ettikten sonra kizlarin yüzlerini görmek istedi. Tecavüz ettigi kizlarin yüzlerini merak ediyordu... Ilk tecavüz ettigi kiza dogru uzanip kizin yüzünde ki siyah poseti çikartti. Çok sasirmisti.... Çünkü bu kiz kiz kardesinin en yakin arkadasiydi. Bir an kiz kardesine bu durumu nasil anlatacagini düsündü ve de kiz kardesinin karsisinda nasil utangac bir halde durdugunu hayal etti....
Sonradan gelen genc utanc icinde kiz kardesine verecegi hesabi düsünürken diger genclerden biri diger kizin kafasindan poseti çeki verdi....... Gördügü manzara karsisin da donup kalmisti... Yanaklarindan akan yaslarla hem kizlara bakiyor, hem de haykiriyordu.....
"ALLAHIM NEYDI GÜNAHIM? NE YAPTIM KI BU GÜNAHI HAK ETTIM BEN?
NE YAPTIM KI KIZ KARDESIMIN NAMUSUNU KIRLETMEYI BANA LAYIK BULDUN"
ALLAH'IM.... ALLAH'IM... ALLAH'IM......
NE YAPTIM KI KIZ KARDESIMIN NAMUSUNU KIRLETMEYI BANA LAYIK BULDUN"
ALLAH'IM.... ALLAH'IM... ALLAH'IM......
Sonuc mu?
Bacisinin ve arkadaslarinin ardindan kendi canini kiyan sehvetinin ve nefsinin tuzagina düsmüs bir genc!
15 Ocak 2016 Cuma
27 Eylül 2015 Pazar
4 Mayıs 2015 Pazartesi
"Simyacı" Yazarı Paulo Coelho'dan Başucu Notu Yapılacak 15 Muhteşem Söz...
1. Elveda diyecek kadar cesursan, hayat seni yeni bir merhaba ile ödüllendirir.
2. Hiç yenilmemiş insanlar vardır. Onlar hiç savaşmamış olanlardır.
3. En iyisini sonraya saklamayın. Yarının ne getireceğini bilemezsiniz.
4. Başkalarını memnun etmek için yaşarsan herkes seni sever, kendin hariç.
5. Başkalarının ne düşündüğü önemli değil çünkü her halükarda yine aynısını düşünecekler.
6. Zamanını satabilirsin, ama geri satın alamazsın.
7. Bizi seven insanlar var, sadece nasıl göstereceklerini bilmiyorlar.
8. Hayatın sırrı, oysa, yedi kere düşüp, sekiz kere kalmaktı.
9. Bir hayali gerçekleştirmeyi imkansız kılan tek şey vardır; başarısızlık korkusu.
10. Hayatın, insanın iradesini test etmek için pek çok yolu vardır, bazen hiçbir şey olmaz ya da her şey birden olur.
11. Bir gün kalkacaksınız ve hep hayal ettiğiniz şeyleri yapmaya vakit kalmamış olacak. Şimdi tam zamanı. Harekete geçin.
12. Sadece güneşli günlerde yürürseniz, hedefinize asla varamazsınız.
13. Tekne limanda güvendedir. Ama teknenin amacı bu değildir.
14. Affet ama asla unutma yoksa tekrar yaralanırsın. Affetmek bakış açını değiştirir, unutmak ise aldığın dersi kaybettirir.
15. Ok ancak geri çekerek atılır. Hayat seni zorluklarla geri çekiyorsa, seni daha büyük bir şeye fırlatacağı içindir. Nişan almaya devam et.
28 Nisan 2015 Salı
Doğru insan, yanlış zaman. Doğru zaman, yanlış insan..
'Doğru insan, yanlış zaman.
Doğru zaman, yanlış insan..
İşte hayat böyle oyunlar oynar herzaman .
Ve hayat bu oyunları öyle oynar ki,
nereye tutunsan düşersin.'
Paul Auster.
Doğru zaman, yanlış insan..
İşte hayat böyle oyunlar oynar herzaman .
Ve hayat bu oyunları öyle oynar ki,
nereye tutunsan düşersin.'
Paul Auster.
MUTLU BİR YAŞAM İÇİN ÖNERİLER
1. Affedin.
2. İlaçla yaşamaktan kaçının.
3. Randevularınızı önceden ayarlayın.
4. Hafızanıza güvenmeyin; mutlaka yazın.
5. Aracınızı, bozulmadan servise götürüp bakım yaptırın.
6. Her kilidin yedek anahtarını yaptırın ve belli yerlerde bulundurun.
7. Daha sık ‘hayır’ deyin.
8. Yapacaklarınızı öncelik sırasına sokun.
9. Zamanınızı israf etmeyin.
10. Öğle ve akşam yemeklerini basitleştirin.
11. Kötümser insanlardan uzak durun.
12. Önemli evrakın birden fazla fotokopisini çektirin.
13. Evde çalışmayan ne varsa tamir ettirin.
14. Yapmaktan hoşlanmadığınız işler için yardım isteyin.
15. İhtiyaçlarınızı önceden belirleyin.
16. Bir defada yapılması zor büyük işleri, küçük parçalara ayırın.
17. Etrafı toplayın, dağınıklıktan kurtulun.
18. Gülümseyin.
19. Bebekleri gıdıklayın.
20. Dost bir kediyi veya köpeği okşayın.
21. Kendinizi, bütün soruların cevabını bilmekle yükümlü hissetmeyin. Bazı şeyleri de bilmeyin.
22. Karşılaştığınız insanlara, onların hoşuna gidecek bir şey söyleyin.
23. Yağmur yağmasını isteyin; yağınca yağmurda yürüyün.
24. Arada bir çarşı hamamına gidin.
25. Kendi kendinize, nerede eski günler, her şey daha güzeldi demekten vazgeçin.
26. Verdiğiniz kararın ne anlama geldiğini iyi düşünün.
27. Kendinize güvenin.
28. Nüktedan olun.
29. Sizi mutlu edecek bir şey yapmayı yarına bırakmayın.
30. Hiç tanımadığınız insanlara yürekten bir merhaba deyin.
31. Eski bir arkadaşlarınızla karşılaşınca ona sıkıca bir sarılın.
32. Hava açıksa, gece yıldızları seyredin.
33. Bir şarkıyı ıslıkla çalmayı öğrenin.
34. Arada bir şiir okuyun.
35. Kendinize bir demet çiçek alın. Bir çiçek koklayın.
36. Yardım istemekten çekinmeyin; alamazsanız üzülmeyin.
37. Görünüşünüze özen gösterin.
38. Her şeyi kararında yapın; ifrata kaçmayın.
39. Nerede gerekiyorsa, orada mutlaka gerekli emniyet tedbirini alın.
40. Daima daha iyisini yapmaya çalışın, ama mükemmeliyetçi olmayın.
41. Resim ve heykel sergilerini gezin.
42. Ayakkabınızı boyatın.
43. Berbere gidin.
44. Kendi kendinize bir şarkı mırıldanın.
45. İyi bir müzik dinleyicisi olun.
46. Kendi kendinize yetmeyi öğrenin.
47. Her gün biraz idman yapın; her fırsatta yürüyün.
48. Dünyanın en yetenekli insanı olmadığınızı kabul edin gerekiyorsa elimden ancak bu kadar geliyor deyin.
49. Yeni moda birkaç şarkıların sözlerini ezberleyin.
50. İşe erken gidin.
51. İşe her gün aynı yoldan gitmeyin.
52. Amirinizden izin alıp bazen işten erken çıkın.
53. Kırlarda dolaşın.
54. Maça gidip bağırın.
55. Başkaları dilemeden, siz onlara iyi günler dileyin.
56. Teşekkür edin.
57. Arabanıza güzel koku yayan bir alet koyun.
58. Evde kendi kendinize yemek pişirin, güzel bir sofra kurun,sonra da afiyetle yiyin.
59. Başkalarını adam etmekten vazgeçin.
60. Severken karşılık beklemeyin.
61. Sinemada film seyrederken patlamış mısır atıştırın.
62. Bir ağaç, olmazsa bir çiçek dikin.
63. Şişmanlamayın.
64. Hatıra defteri tutun.
65. Bir hela temizleyin.
66. Káğıttan bir uçak yapıp uçurun.
67. Bir derneğe veya kulübe girin, arkadaş edinin, toplantılara katılın..
68. Mutlaka yeterince uyuyun.
69. Az konuşun, çok dinleyin.
70. İş arkadaşlarınıza ve dostlarınıza iltifatı esirgemeyin.
71. Bir güne yapılacak çok şey tıkıştırmayın.
72. Acelesiz yaşayın; daha önünüzde yaşanacak çok güzel günler var.
73. Stresli davranmak, doğuştan gelen değil, sonradan kazanılan kötü bir huydur; bunu unutmayın.
74. Son söz: Öfkeyi, kendinize zevk edinmeyin.
2. İlaçla yaşamaktan kaçının.
3. Randevularınızı önceden ayarlayın.
4. Hafızanıza güvenmeyin; mutlaka yazın.
5. Aracınızı, bozulmadan servise götürüp bakım yaptırın.
6. Her kilidin yedek anahtarını yaptırın ve belli yerlerde bulundurun.
7. Daha sık ‘hayır’ deyin.
8. Yapacaklarınızı öncelik sırasına sokun.
9. Zamanınızı israf etmeyin.
10. Öğle ve akşam yemeklerini basitleştirin.
11. Kötümser insanlardan uzak durun.
12. Önemli evrakın birden fazla fotokopisini çektirin.
13. Evde çalışmayan ne varsa tamir ettirin.
14. Yapmaktan hoşlanmadığınız işler için yardım isteyin.
15. İhtiyaçlarınızı önceden belirleyin.
16. Bir defada yapılması zor büyük işleri, küçük parçalara ayırın.
17. Etrafı toplayın, dağınıklıktan kurtulun.
18. Gülümseyin.
19. Bebekleri gıdıklayın.
20. Dost bir kediyi veya köpeği okşayın.
21. Kendinizi, bütün soruların cevabını bilmekle yükümlü hissetmeyin. Bazı şeyleri de bilmeyin.
22. Karşılaştığınız insanlara, onların hoşuna gidecek bir şey söyleyin.
23. Yağmur yağmasını isteyin; yağınca yağmurda yürüyün.
24. Arada bir çarşı hamamına gidin.
25. Kendi kendinize, nerede eski günler, her şey daha güzeldi demekten vazgeçin.
26. Verdiğiniz kararın ne anlama geldiğini iyi düşünün.
27. Kendinize güvenin.
28. Nüktedan olun.
29. Sizi mutlu edecek bir şey yapmayı yarına bırakmayın.
30. Hiç tanımadığınız insanlara yürekten bir merhaba deyin.
31. Eski bir arkadaşlarınızla karşılaşınca ona sıkıca bir sarılın.
32. Hava açıksa, gece yıldızları seyredin.
33. Bir şarkıyı ıslıkla çalmayı öğrenin.
34. Arada bir şiir okuyun.
35. Kendinize bir demet çiçek alın. Bir çiçek koklayın.
36. Yardım istemekten çekinmeyin; alamazsanız üzülmeyin.
37. Görünüşünüze özen gösterin.
38. Her şeyi kararında yapın; ifrata kaçmayın.
39. Nerede gerekiyorsa, orada mutlaka gerekli emniyet tedbirini alın.
40. Daima daha iyisini yapmaya çalışın, ama mükemmeliyetçi olmayın.
41. Resim ve heykel sergilerini gezin.
42. Ayakkabınızı boyatın.
43. Berbere gidin.
44. Kendi kendinize bir şarkı mırıldanın.
45. İyi bir müzik dinleyicisi olun.
46. Kendi kendinize yetmeyi öğrenin.
47. Her gün biraz idman yapın; her fırsatta yürüyün.
48. Dünyanın en yetenekli insanı olmadığınızı kabul edin gerekiyorsa elimden ancak bu kadar geliyor deyin.
49. Yeni moda birkaç şarkıların sözlerini ezberleyin.
50. İşe erken gidin.
51. İşe her gün aynı yoldan gitmeyin.
52. Amirinizden izin alıp bazen işten erken çıkın.
53. Kırlarda dolaşın.
54. Maça gidip bağırın.
55. Başkaları dilemeden, siz onlara iyi günler dileyin.
56. Teşekkür edin.
57. Arabanıza güzel koku yayan bir alet koyun.
58. Evde kendi kendinize yemek pişirin, güzel bir sofra kurun,sonra da afiyetle yiyin.
59. Başkalarını adam etmekten vazgeçin.
60. Severken karşılık beklemeyin.
61. Sinemada film seyrederken patlamış mısır atıştırın.
62. Bir ağaç, olmazsa bir çiçek dikin.
63. Şişmanlamayın.
64. Hatıra defteri tutun.
65. Bir hela temizleyin.
66. Káğıttan bir uçak yapıp uçurun.
67. Bir derneğe veya kulübe girin, arkadaş edinin, toplantılara katılın..
68. Mutlaka yeterince uyuyun.
69. Az konuşun, çok dinleyin.
70. İş arkadaşlarınıza ve dostlarınıza iltifatı esirgemeyin.
71. Bir güne yapılacak çok şey tıkıştırmayın.
72. Acelesiz yaşayın; daha önünüzde yaşanacak çok güzel günler var.
73. Stresli davranmak, doğuştan gelen değil, sonradan kazanılan kötü bir huydur; bunu unutmayın.
74. Son söz: Öfkeyi, kendinize zevk edinmeyin.
Ev hanımlığı. Okumayan çok şey kaybeder
Adam akşam iş çıkışı eve geldiğinde evin bahçesinin karmakarışık olduğunu görmüş.
3 çocuk da bahçede çamurlar içinde oynuyormuş.Boş yemek kutuları ve içecekler etrafa saçılmış.Karısının arabası garaj kapısının önünde, bir kapısı açık ve yamuk halde parkeder durumdaymış.
Evin içine girdiğinde durum daha vahim şekle dönüşmüş.Girişteki halının bir kenarı kıvrılmış, havaya kalkmış ve abajur sehpanın üzerine devrilmiş.Salondaki televizyonun sesi sonuna kadar açık halde çizgi film kanalındaymış, televizyonun üzerine bırakılan yarısı içilmiş meyve suyu ha döküldü ha dökülecek vaziyetteymiş.
Oturma odasında yerler oyuncaklar ve çocuk elbiseleriyle kaplıymış.Mutfağa girdiğinde lavabonun sabah kahvaltısı bulaşıklarıyla dolu olduğunu görmüş.Ayrıca kırılmış bir bardağın parçaları masanın altında duruyormuş
Üst rafa yöneldiğinde merdivenlerdeki elbiseleri fark etmiş. Telaşla karısının başına kötü birşey gelmiş olabileceğini ya da hastalandığını düşünerek hızla koşmaya başlamış.
Misafir odasına girdiğinde karısını uzanmış halde kitap okurken bulmuş.Karısı kocasını görünce okuduğu kitaptan başını kaldırmış, hafifçe gülümsemiş ve gününün nasıl geçtiğini sormuş.
Adam cevaplamış:"Her zaman ki gibi! "
Ardından şaşkınlıkla sormuş:"Ne oldu bugün böyle?"
Karısı tekrar gülümseyerek;
-"Sen hergün eve geldiğinde bütün gün ne yaptın ki demez miydin.."
+"Evet"
-"Güzel... Bugün, her gün yaptıklarımı yapmadım sadece o kadar..."
3 çocuk da bahçede çamurlar içinde oynuyormuş.Boş yemek kutuları ve içecekler etrafa saçılmış.Karısının arabası garaj kapısının önünde, bir kapısı açık ve yamuk halde parkeder durumdaymış.
Evin içine girdiğinde durum daha vahim şekle dönüşmüş.Girişteki halının bir kenarı kıvrılmış, havaya kalkmış ve abajur sehpanın üzerine devrilmiş.Salondaki televizyonun sesi sonuna kadar açık halde çizgi film kanalındaymış, televizyonun üzerine bırakılan yarısı içilmiş meyve suyu ha döküldü ha dökülecek vaziyetteymiş.
Oturma odasında yerler oyuncaklar ve çocuk elbiseleriyle kaplıymış.Mutfağa girdiğinde lavabonun sabah kahvaltısı bulaşıklarıyla dolu olduğunu görmüş.Ayrıca kırılmış bir bardağın parçaları masanın altında duruyormuş
Üst rafa yöneldiğinde merdivenlerdeki elbiseleri fark etmiş. Telaşla karısının başına kötü birşey gelmiş olabileceğini ya da hastalandığını düşünerek hızla koşmaya başlamış.
Misafir odasına girdiğinde karısını uzanmış halde kitap okurken bulmuş.Karısı kocasını görünce okuduğu kitaptan başını kaldırmış, hafifçe gülümsemiş ve gününün nasıl geçtiğini sormuş.
Adam cevaplamış:"Her zaman ki gibi! "
Ardından şaşkınlıkla sormuş:"Ne oldu bugün böyle?"
Karısı tekrar gülümseyerek;
-"Sen hergün eve geldiğinde bütün gün ne yaptın ki demez miydin.."
+"Evet"
-"Güzel... Bugün, her gün yaptıklarımı yapmadım sadece o kadar..."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)