Günün Sözü

Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir.

21 Haziran 2014 Cumartesi

ÇOK KORKUNÇ! Anneliese Michel (Emily Rose) filminin gercek hikayesi ve resimleri



1952 doğumlu Anneliese'in mutlu yaşamı; 1968 yılında bir gece, kendini kontrol edemediği bir şekilde kasılırken bulduğunda tamamıyla değişir. Psikiyatristler sürekli devam eden bu olağan üstü 
1970-75 yılları arasında ataklar sıklaşır ve Anneliese gündelik yaşamında da şeytani görüntüler ve hayaller görmeye başlar. Aynı zamanda koyu katoliktir ve bir süre sonra ruhuna şeytan girdiğine inanmaya başlar. İblislerin kendisine emirler verdiğini doktorlara anlattığında doktorların ve verdikleri ilaçların kendisine yardımcı olamayacağını anlar.krizlere "epilepsi" teşhisi koyarlar.


1975 Eylül- 1976 Temmuz ayları arasında "şeytan çıkarma" seansları haftada 1 ya da 2 kez olmak üzere gerçekleştirilir. Bu arada Anneliese hiç bilmediği bir dilde konuşmaya başlamıştır. Kesinlikle yemek yemez iblislerin buna izin vermediğini düşünür. ilac ile uyutulup yiyecek verilebilmektedir.. aliesinin evinde kalan annaliese kriz anlarında bağırmaya başlayıp evin içinde çırıl çıplak koşturmakta kendi çişini içmekte örümcek ve dışkı yemekte anlaşılmayan lisanlarda ve ses tonlarında konuşmakta yer yer kendine zarar vermekteydi.. bazı durumlarda 2 ya da 3 erkek güçlükle zapt etmeye başlamıştı... bu arada seanslar devam ediyordu.. haliyle psikolojisi de iyice kötüleşmişti.. duvarın karşısında günde 600-700 defa arka arakaya diz çöküp kalkıyordu ki bu yüzden dizleri parçalanmıştı..
rahipler bu ara seansları hep kaydettiler.... son seans 30 haziran 1976'da oldu.. daha sonra...
Ataklar azalmaz. Hatta zaman zaman kısmi felç geçirir. Daha öncekilere oranla daha kendini bilmez şekildedir. Medikal tedaviye son verilmiştir. Seansların detaylarını saklamak amacıyla seanslar ses kasetlerine kaydedilmiştir. yaklaşık 40 ses kaseti dolmuştu…

Son "şeytan çıkarma ayini" ("The Great Exorcism")30 Haziran 1976'da gerçekleşmiştir. Bu sırada Anneliese zatüreeye yakalanmıştır. Vücudu tamamıyle halsiz kalmıştır. Ayinler sırasında obsesif şekilde yaptığı hareketleri bile yapamaz durumda bulur kendini. Annesi Anna Michel kızının ölümünü ertesi gün 01 Temmuz 1976'da kaydeder. 1 temmuz öğle vakti anna son nefesini verir.Otoritelere haber verilir ve savcı hemen konuyu soruşturmaya başlar.

Annelise Michel. 
1952-1976 yılları arasında Almanyada yaşamış olan bu genç kız kilise görevlerini düzenli yerine getiren bir katoliktir. Hikayenin devamı hepinizin bildiği gibi İçine şeytan girdiğini düşünmüş işe yaramayan psikiyatrik tedavilerden sonra tedavileri bırakıp kendini rahibe teslim etmiş ve uzun süre şeytan çıkarma ayinlerine devam etmiştir. Ölmeden önceki gün ertesi gün öleceğini ama önemli olmadığını artık huzur bulduğunu söylemiştir. 
Rahibe karşı ilaçları bıraktırması sebebiyle ölümüne sebebiyet verdiği gerekçesiyle dava açılmıştır. 
Gerçekleştirilen ayinlerin çoğu kayıt altına alınmıştır. Bu kayıtlarda Anneliese in çıkardığı sesler inanılmazdır. Aynı anda 7 den fazla farklı sesi çıkarabilmekte hiç bilmediği dillerde konuşabilmektedir. psikiyatrik rahatsızlıklarda hasta kriz anında yaptıklarını hatırlayamazken Anneliese olanları kriz bittiğinde en ince ayrıntısına kadar hatırlıyabilmektedir. Durumu ilerlediğinde yalnızca böcek yemeye başlamıştır 

"Biliyorum ki doğru şeyi yaptık çünkü ellerinde İsa'nın işaretini gördüm. Stigmatalar oluşuyordu bu Tanrı'dan şeytanları kovalım diye bir işaretti. Anneliese diğer kayıp ruhları kurtarmak için öldü onların günahlarının kefaretini ödemek için." 

Soru : Anneliese'de ne zaman garip belirtiler ortaya çıkmaya başladı? 
1968 yılında 17 yaşında hala lisedeyken Anneliese geçirdiği kovülsüyonlardan (kasların kasılması) dolayı acı çekmeye başladı. Mahkeme kayıtlarına göre Anneliese'in ilk epileptik nöbeti 1969'da gerçekleşti. Wurzburg Psikiyatri Kliniğinden bir nöroloji uzmanı Anneliese'e "Grand Mal" epilepsi teşhisi koydu. (Bilinç kaybı falan filan kaynaklı hastalıkmış) Bir süre sonra Anneliese ibadet sırasında (dua okurken) şeytanla alakalı kötücül halisinasyonlar görmeye başladı. Ayrıca lanetlendiğini söyleyen sesler de duyuyordu. Yine mahkeme kayıtlarına göre 1973'te Anneliese depresyona girdi ve intiharın eşiğine geldi. 1975 yılında Anneliese'in ele geçirilmiş olduğu kanısına varıldı ve ailesi doktorlardan yardım almayı reddetti. Bunun yerine sadece şeytan çıkarma ayinlerine odaklandılar. Ama Anneliese'in belirtileri şizofreniyle karşılaştırılmış ve tedaviye cevap verebilme olasılığı varmış …
Soru : Anneliese'i ilk kim ele geçirilmiş diye teşhis etti? 
İlk doğrulanmamış teşhisler Anneliese'i kiliseye (muhtemelen kilise tarz bir yere) götüren yaşlı bir kadın tarafından yapıldı. Anneliese İsa'nın resimleri önünden geçmekten çekiniyor kutsal sudan içmeyi reddediyordu. Ayrıca kadın Anneliese'in berbat korktuğunu da söylüyordu. Yakın bir kasabadan bir exorcist (dua okuyarak kötü ruhları kovan kişi) Anneliese'in şeytani bir şekilde ele geçirildiğini açıkladı. İlk iki talepleri reddedilse de sonunda şeytan çıkarma ayin talepleri Başpapaz tarafından kabul edildi. 


Soru : Anneliese Michel gerçekten filmdeki gibi (Emily Rose'dan bahsediyor) kötü ruhların yüzlerini gördü mü? 
The Washington Post gazetesine göre Anneliese etrafındaki insanların ve diğer şeylerin üzerinde şeytani ruhların yüzlerini görmeye başlamıştı. 

Soru : Anneliese hangi şeytani ruhlar tarafından ele geçirilmişti? 
Anneliese içlerinde Lucifer Judas Iscariot Nero Cain Hitler ve Fleischmann'ın da olduğu bir kaç ruh tarafından ele geçirilmişti Frankish Papazı'na göre. Ayrıca Anneliese'in belirttiğine göre başka bir kaç lanetlenmiş ruh da kendini Anneliese'e göstermişti.


Soru : Anneliese Michel'in ölümünde kimler suçlu bulundu? 
2005'teki The Exorcism of Emily Rose filmindekinin aksine sadece bir kişi değil dört kişi suçlu bulunmuştu. (İhmalden dolayı ölüme sebep olmak suçundan) Peder Arnold Renz Papaz Ernst Alt ve Anneliese'in annesi ve babası. Dördüde altı ay hapis cezasına ve üçer yıl gözaltı cezasına çarptırıldılar.
Soru : Anneliese'in 1973'teki The Exorcist filminden etkilenme (aslında taklit etme) ihtimali var mı? 
1974'te The Exorcist filminin gösteriminden 2 yıl sonra Anneliese'in kaydedilmiş seslerindeki havlama hırlama ve kendi vahşi sesi her ne kadar filmdeki Linda Blair'ın çıkardığı seslerle benzerlik gösterse de daha soğuktu. Bunun nedenini ise bazılarıAnneliese'in basitçe filmden gördüklerini taklit etmesine bağladılar (tabi Anneliese filmi izlediyse...) Avrupalı bazı psikiyatristler filmin gösterildiği dönem sonrasında bu gibi taklitlerin hastalar arasında çoğaldığını söylemişlerdir. 

Soru : Anneliese'in başka anormal davranışları nelerdi? 
Anneliese kendi idrarını yerde yalamak gibi sinek örümcek kömür yemek gibi aşırı derecede rahatsız edici davranışlar sergiliyordu. Bunlardan bir diğeri de ölü bir kuşun kafasını ısırıp koparmaktı. Bir keresinde ise tam 2 gün boyunca bir masanın altında köpek gibi havlamıştı. Çoğunlukla saatlerce çığlık atıyordu. Ama en geneli elbiselerini parçalayıp yere işemesiydi. 



Soru : Şeytan çıkarma ayinleri Anneliese'e fiziksel zarar verdi mi? 
Evet. Anneliese 10 ay boyunca 67 kez şeytan çıkarma ayinine maruz kaldı. Bu ayinler sırasında 600 kez diz çökmesinden dolayı dizlerindeki bağlar koptu. Ölümünden bir hafta önce son ayininde o kadar zayıf ve halsizdi ki bu hareketleri ebeveynlerinin yardımıyla anca yapabildi. 

Soru :Bu ayinler sırasında yanlarında bir doktor var mıydı? 
Hayır. Paskalya Bayramı sırasında ölen Anneliese yeme ve içmeyi reddetmeye başlamıştı. Hiç bir doktor çağırılmadı. Bilirkişilerin açıklamasına göre eğer bu 4 insan (peder rahip anne ve babası) Anneliese'i yemeye ve içmeye zorlasalar Anneliese hala yaşıyor olabilirdi. Ayrıca Anneliese'in kız kardeşlerinden birinin mahkemedeki açıklamasına göre bütün bu denemeler boyunca Anneliese ilaç almamak ve yemek yemeye zorlanmamak için hastaneye gitmeyi istememişti.


Soru : Peki Anneliese Michel neden yemek yemeyi reddetti? 
Anneliese kendini yemek yememe açısından bayağı zorlamıştı çünkü böylece şeytanın etkisinden kurtaracağını düşünmüştü. Öldüğünde sadece 33 kiloydu. Ayrıca ölümüyle dikbaşlı inatçı gençliğin ve modern kilisenin dönek rahiplerinin günahlarından arınacağını söylemişti.

Soru : Anneliese teknik olarak neyden öldü? 
Otopsi kayıtlarına göre 1 Temmuz 1976'da Anneliese Michel şiddetli susuzluk ve gıda eksikliğine dayanamayarak öldü. Öldüğüde zatüree ve yüksek ateşten dolayı da acı çekiyordu. Öldükten sonra gayrimeşru olan kardeşinin yanına gömüldü. Gömüldükleri bu kısım mezarlığın hemen dışında (yerde) gayrimeşru çocuklar ve intihar edenler için ayrılmış bir bölgeydi.
Soru : Anneliese'in son sözleri nelerdi? 
Halsiz ve ölüm döşeğindeyken Anneliese son sözlerini ölmeden önceki gün söyledi. Şeytan çıkarma ayinini yapanlara : "Kurtuluş için dua edin" dedi. Annesine ise "Anne korkuyorum" dedi. 

Soru : Anneliese kötü ruhlar tarafından ele geçirilmeden önce dindar biri miydi? 
Evet. Anneliese ve üç kızkardeşi sıkı bir Katolik aileden geliyordu. Babaları ise (Josef) Papaz olarak yetiştirilmiş teyzeleri ise rahibeydi .Anneliese doğmadan 4 yıl önce annesi gayrimeşru bir çocuk dünyaya getirmişti. Ve sonuç olarak da bu utanç verici durumdan ötürü düğününde siyah bir duvak giymeye zorlandı. Anneliese çocukken annesi onu (muhtemelen gayrimeşru kardeşinden bahsediyor) bu gayrimeşruluk damgasının günahlarından kurtulma amacıyla dine olan bağlılığını sağlamak için cesaretlendirdi. Anneliese'in kardeşi Martha 8 yaşındayken böbreğinde oluşan bir tümorü alma operasyonu sırasında öldü. Ve bu sadece Anneliese'in annesinin kefaretini ödeme arzusunu arttırmıştı. Anneliese ileriki yıllarda başkalarının günahlarından dolayı acı çekmeye devam etti. Genç bir kızken yoldan çıkmış rahiplerinden uyuşturucu bağımlılarından gördüğü gibi onların günahları bağışlansın diye taş bir zemin üzeride uyurdu. Üniversite yıllarında odasındaki duvarlara azizlerin fotoğraflarını asa odanın kapısına yakın bir yerde kutsal su bulundurur ve düzenli olarak Rosary'e dua ederdi. Bu zamanlarda olduğu gibi ölümü sırasında dahi hala yoldan çıkmış gençliğin ve rahiplerin günahlarının arındırılmasından söz etmiştir. 


Soru : Okudum ki Anneliese Michel öldükten sonra mezardan çıkmış bu doğru mu? 
Evet. 25 şubat 1978'de Anneliese'in ölümünden 2 yıl sonra Anneliese'in ölü bedeni mezarı kazıp dışarı çıkmış ve yanındaki tenekeyle çizilmiş yeni meşe ağacından yapılmış tabuta gitmiştir. İddaya göre Anneliese'in bedenin tabuttan çıkma sebebi içinde olduğu tabutun çok eski ve kötü olması. Zaten ailesinin de arzusu Anneliese'i oradan çıkarmakmış. Ayrıca bir rahibenin gördüğü düşe göre Anneliese'in bedeni bozulmamış. Ama doğrulanmış raporlara göre Anneliese'in bedeni doğal bir şekilde (ölümünden dolayı) bozulmuş. Anneliese'in mezardan çıkmış (yada çıkarılmış) fotoğrafları hiçbir zaman gösterilmemiş. Ve ailesinin de bu olaya tanıklık etmesine izin verilmemiş. Yine de Anneliese'in evlerinden belirli bir uzaklıkta olan mezarı yatak odasından görülebiliyormuş. Bir de annesi hala orada yaşıyormuş. 

Bavyera`da bir köyde doğan ve bir Katolik olarak yetiştirilen Anneliese Michel`in hikayesi. Anneliese Michel 18 yaşında sara nöbetleri geçirmeye ve korkutucu halüsinasyonlar görmeye başlamış. Sorunun nörolojik değil de doğaüstü kaynaklı olduğuna ikna olan ailesi tıptan ümidi kesip kiliseye başvurunca Katolik kilisesinden onaylı şeytan çıkarma ayinleri düzenlenmiş. Ne var ki bu öykü Anneliese Michel`in 23 yaşında ölümüyle sonlanmış. Ve genç kızın ölümünde sorumlulukları olduğu düşüncesiyle ailesi ve rahipler aleyhine dava açılmış.

Annaliese Mitchel’in nasıl öldüğü bugün hala gizemini koruyor…dosyası kapanmıştır…kilise yine dönekliğini yapmış…kızın bedenine giren şeytanı yada cini çıkarmak için yaklaşık bir yıl boyunca ayinler yapmasına rağmen kız öldükten sonra bedenine cin falan girmediğini söylemiştir…o zaman derler lan pis papaz o ki kızın bedenine cin girmemiş ne diye uğraşıyorsun..yada tedavi olmasını engelleyip ölümüne neden oluyorsun (zaten üstü kapalı demişler-6 ay kaktırmşlar)….Anneliese’nin ölümündeki sır perdesi zaten kilisenin fazla suçlanmaması ve üzerine fazla gidilmemesi içinde pek kurcalanmadığı açıktır….anneliese nin yakalandığı epilepsiden ölmesi imkansızdır…çıldırmıştır..nedeni belli olmayan bi şekilde aniden bi gece aklını kaybetmiştir…sonra bu ruh halinden yaklaşık 8 yıl boyunca çıkamamış asla normal ve sakin bir hal sergilememiştir…bu durumu bedeninin zayıf düşmesine ve o anda yakalandığı zatüreenin etkisiyle ölümüne neden olduğu düşünülmüştür…ama onu bu duruma getiren neden gizemini koruyor….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder