İnsanların çoğu; evcil olsun, vahşi olsun hayvanlara karşı istediğimiz gibi davranabileceğimiz, itip kakabileceğimiz, vurup öldürebileceğimiz, kobay olarak kullanabileceğimiz kanaatine sahiptir. Can taşıyan varlıklar olarak onlara da insafla, merhametle yaklaşmamız gerektiğini düşünenler azdır. Bu yüzden hayvanlar zaman zaman kırımlara uğramışlar, kimilerinin soyu tükenme sınırına ulaşmıştır. Ancak bunlar olduktan sonra bazı ülkelerde hayvan haklarını koruma çabaları ve bu çabalar sonucu bazı organizasyonlar görülmeye başlanmıştır. Halbuki dinler, özellikle ilahi dinler, hayvanlara karşı şefkat göstermeyi, bu dilsiz yaratıklara zalim ve kaba davranmamayı emrediyor. Peygamberimiz Hz. Muhammedin (s.a) merhametle ilgili bir hadisi var ki, onun kapsamına girmeyen tek canlı yoktur. Hadis şöyle: "Siz yerdekilere acıyın kî, göktekiler(Allah ve Melekler) de size acısın." 1
Peygamberimizin hayvanlara iyi davranma ile ilgili başka hadisleri de var. Bir gün ashabına şu olayı anlattı: "Bir adam yolculuğu sırasında susamış, bu sırada rastgeldiği bir kuyuya inip su içmişti. Kuyudan çıktığında bir köpeğin susuzluktan kıvrandığını, nemli toprağı yaladığını görmüştü. Bu adam kuyuya tekrar inip mestine su doldurdu, onunla köpeği suladı ve Allah da ondan razı oldu." Ashab sordu. "Hayvanlarda bizim için sevap var mı?" Hz. Peygamber cevap verdi: "iyilikte bulunduğunuz her canlı yüzünden size sevap vardır” 2
Evliyanın önde gelenlerinden Hasan’ül Basri (8.yy), bir gün çölde, susuzluktan yanmış, dili bir karış dışarı çıkmış bir köpeğe rastladı ve onun halinden çok etkilendi. Çevresinde bulunan tanıdığı, tanımadığı herkese seslendi: "Kim şu köpeğe bir su verirse, seksen defe haccettim, bütün sevabını ona bağışlıyorum!" Bu merhamet, insanlara zararı dokunmayan, korku vermeyen ehli, vahşi her hayvan için geçerlidir.
Yunus Emre'nin, "Yaratılmışı severiz / Yaratandan ötürü" seklindeki eşsiz ve ölümsüz sözü bütün mahlukatı kucaklamaktadır. Ne ki Allah yarattı, onda mutlaka bir sebep ve bir hikmet vardır. Bunu kabul edince dünyada hiçbir varlığa karşı kin ve nefret duyamayız, zalimce davranamayız.
Dipnotlar: 1) Tirmizi, Birr 16 2) Riyazü’s-Salihin c. 1, s.161
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder