Günün Sözü

Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir.

15 Mayıs 2014 Perşembe

274 işçi


" Işçi… İnsan, baba, koca, evlat…
Canı cehenneme bu acıyı ucuz siyasi hesaplaşmaya malzeme yapanların. Kendisini haklı görmek adına bu acıyı kullanan ya da küçümsemeye kalkanlar da yerin dibine batsın.
Baretiyle evini ışıtan, ısıtan, tenceresini kaynatan babaları ve onların acısıyla iki büklüm olanları anlayalım önce.
Evi ısınsın, çocuğu üşümesin diye kendini ateşe atabilen babaları…
Oturmuş ekran başına ulaşılan göçük sayısını izliyoruz ışıltılı inşaat reklamları arasında. Açılan göçük sayısı, ulaşılan cenaze sayısı yer alıyor ekranların alt bantlarında.
Kanayan vicdan sayısından bahsetmiyor haber bültenleri! Bu saf, katıksız acıyı iliklerine kadar hisseden yürek sayısının azlığı esas tehlike oysa!
Sedye kirlenmesin diye, yarı baygın haldeyken çizmelerini çıkarmaya çalışan yaralı madencinin attığı tokadın acısını hissetmediysek, bu acı az bile bize!
Ajanslara düşen her fotoğraf, bir insanlık dersi gibiydi dün. Gözleri yaşlı, umutsuz analar, çocuklar… Tırnak köklerine kadar kararmış ölü madenci elleri. Arkadaşının baretine bakarak ağlayan yorgun madenci… Ya görüntüler? Elinde megafon yaralı ismini açıklayan hastane yetkilisi, ‘ölüsünü ya da dirisini verin’ diye ağlayan bitip tükenmiş baba… Hepsi zihinlere kazınıp, unutulmayacak türden ibretlik enstantaneler.
Kamyonlar tabut taşıyor Kırkağaç’ta…
Elbette tablo ağırdı, acıydı ama nispeten yürek ferahlatan manzaralar da vardı. Misal, motosikletine attığı damacanayla cenaze bekleyenlere sevabına su dağıtan amca. Minibüsüne kumanya koyup kalabalıklara dağıtan ehl-i insaf sivil kuruluşlar. Ve bazı belediyeler. Cenaze arabası, ambulansı istenmeden yollayanlar. Yapacağı bahar festivalini iptal edip, parasını Soma’ya yollayacağını söyleyenler…
Gerçi pek kimsenin umudu yok ama dualar ve Yasin’ler sonrasında, eller vicdana konulup düşünmeli. Ve çok ciddi şekilde zihniyet, parti, ideoloji ayrımı yapılmadan, bu işten kim sorumluysa ortaya çıkarılmalı, hesap sorulmalı. Yoksa bunca canın hesabını kimse Allah’a veremez. Ve Yaşar Kurt’un şarkısındaki gibi haklı çıkması son darbe olur: “Artık bu şehir başkadır, herkes beni aldattı gitti!” "
Nedim Hazar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder