▼
18 Haziran 2014 Çarşamba
Kaç kişiyi içinden kırdın?
Adamın biri duvara bir resim asmak ister Çivisi vardır ama çekici yoktur Komşuda bir tane vardır Komşusuna gidip çekicini istemeye karar verir
Ama birden ikirciklenir(duraksar): Ya komşusu çekici ödünç vermek istemezse? Zaten dün beni pek isteksizce selamlamış gibiydi
Belki acelesi vardı Yoksa acelesi bahane miydi? Bana karşı içinden bir şeyler mi geçiriyor acaba? Ne geçiriyor olabilir ona bir şey yapmadım ki? Boşu boşuna niye kafayı takıyor bana? Biri benden bir şeyi ödünç istese hemen veririm o niçin vermiyor?
Bu herif gibileri insana hayatı zehir eder Yetmiyormuş gibi kendisine muhtaç olduğumu sanıyor bir de Neymiş bir çekici varmış Yetti be! Bunun uzerine hışımla komşusunun kapısına dayanır
Kapıyı çalar ve beriki daha "Hoş geldin!" demeden "Çekicini al da başına çal terbiyesiz herif!" diye bağırır"
Paul Watzlawick'in Mutsuzluk Sanatı kitabında geçen öykü karşıdaki hiçbir şey yapmadan nasıl da onun hakkında yargı sahibi olabildiğinin yalın ve açık bir örneğini sergiliyor
Bugün kendine bir sor; Çekicini sana memnuniyetle uzatmaya hazır hatta "Komşum benden bir çekiç istese de versem!" diyen kaç "komşu"ma içimden böyle kurgularla karşılık verdim?
Aslında sorunun sadece komşular olmadığını da bil Sevdiklerin arkadaşların eşin dostun çocukların annen baban?
Kaç kişiyi içinden kırdın?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder