Günün Sözü

Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir.

27 Mayıs 2017 Cumartesi

Osmanlı'da Bir Tören: Âmin Alayı

Osmanlı'da çocuklar dört-beş yaşına geldiklerinde ilk mektebe, bugünkü karşılığı ile ilkokula başlarken düzenlenen merasime 'bed'-i besmele veya âmin alayı' adı verilmiştir.
"Âmin alayı" genellikle kandillerde veya pazartesi, perşembe günleri düzenlenmiştir.
Çocukların dördüncü yaşının dördüncü ayının dördüncü gününde mektebe başlamalarına özen gösterilirdi. Buna bazı insanların riayet etmediği de olurdu; çocuklar beş-yedi yaşları arasında da mektebe başlayabiliyordu. Mahalle mektebine başlama merasimi, ailelerin varlıklarıyla mütenasip şekilde yapılırdı. Fakir aile çocukları; baba, ana yahut bir yakını tarafından mektebe götürülür, "Eti senin kemiği benim." denilerek çocuklara, hocanın eli öptürülür ve eğitilmesi için oraya teslim edilirdi. Orta hâlli ailelerde çocuk giydirilip kuşatılır; erkek ise fesine, kız ise saçlarına süsler takılır, yakın akraba ile mektebe gidilir, derse başlatılarak hocaya dua ettirilirdi. Bundan sonra çocuklara birer ikişer kuruş dağıtılır, hoca ile kalfaya da mendil ucuna bağlanmış birkaç mecidiye hediye edilirdi. Anadolu'da ise çocuklara para verilmez, simit ve şeker dağıtılırdı.

Sözkonusu merasimler, hâli vakti yerinde aileler ve şehzâdeler için, bir düğün kadar ciddiye alınır; halk arasında değil, İstanbul'daki çok özel mekânlarda yapılır ve merasime padişah ile devlet ricali de katılırdı. Şeyhülislâm, şehzâdeye alfabenin harflerini baştan sona kadar okutur ve dua ederdi. Şehzadenin eğitimi, tayin olunan hocasına bırakıldıktan sonra da merasim sona ererdi.
Bir çocuğun mektebe başlaması, aile hattâ mahalle için mühim bir hâdise kabul edilirdi. Evde hazırlıklar yapılır, çocuğa yeni elbiseler alınırdı. Yumuşak ve güzel bir minder doldurulur; imkânı olan aileler, mor kadife üzerine sarı sırma kılâptan işlemeli, kâr-ı kadîm bir cüz kesesini, çocuğun sağ omzundan sola doğru çapraz asmak için hazırlardı. Çocuk için bir Elifba cüzü temin edilirdi. Bunların sarı soluk kâğıtlara basılmış olanları bulunduğu gibi, çocuğu okumaya özendirmek için altın yaldızlı basılanları da olurdu. Bazı ailelerde Elifba cüzlerinin müzehheb el yazmalarına da rastlanırdı ki, bunlar iyi muhafaza edilir ve nesilden nesile devredilirlerdi. Mektep için hazırlanan çocuğa nazarlık takılırdı. Çocuk ayrıca nazara karşı tütsülenirdi. Tütsü, mangala atılan bazı maddelerin dumanına çocuğun sokulması suretiyle yapılırdı.
Merasimden önce hocaya haber verilir ve uygun bir gün tespit edilirdi. Bu günün kandil günlerine ve daha ziyade pazartesi veya perşembeye rastlamasına itina edilirdi. Mektebin ilâhi takımı haberdar edilir veya başka mekteplerin daha güzel sesli ilâhi takımları tutulurdu. Çocuk yeni kıyafetiyle, zihin açıklığını ve hayatının yeni safhasında muvaffak olmasını sağlamak hususunda himmetlerini istemek için ailesi tarafından İstanbul'da ekseriya Eyüp Sultan'a götürülürdü. Merasim günü çocuklar, temiz kıyafetleriyle mektebe toplanırlar; önlerinde hocaları, kalfa ve bevvabları olduğu hâlde, ilâhi takımını takip eder ve işaret edilen yerlerde 'âmin' diye bağırarak çocuğun evine gelirlerdi.7 Okula önceden başlamış ve ilâhiler öğrenmiş, sesleri güzel çocuklar en öne alınırdı. Onlar yüksek sesle ve koro hâlinde ilahiler okuyarak, arkadakiler de beyit aralarında yüksek sesle 'âmin' diye bağırarak neşe içinde yola koyulurlardı.
Evi müsait olmayanların merasimleri ise, mektepte yapılırdı. Mahalleyi dolaşan alay mektep gelir, ilâhiler okunup gülbank çekildikten sonra içeri girilirdi. Lokma yenildikten sonra da hediyeler dağıtılırdı.
Okuma-yazma ve dinî ilimler ağırlıklı eğitim verilen bu okullarda, erkek ve kız çocukları beraber okudukları gibi, yalnız kız veya yalnız erkek çocuklarının gittiği mektepler de vardı.

Bu merasimlerin, mektebe yeni başlayan çocukların okul korkusunu giderme, çocuklara okuma isteğini aşılama ve çocukları arkadaşlarıyla kaynaştırma gibi önemli pedagojik faydaları vardır. Diğer taraftan bu merasimlerin çocuklarda okuma, anne ve babalarda ise, okutma arzusunu tetiklediği söylenebilir. Bu törenler sayesinde çocuk, aile içinde olduğu gibi, cemiyette de yeni bir statü kazanırdı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder